34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3400783฿%-0.41577
MERSİN (AA) – Mersin'in Erdemli ilçesinde, Alata Vadisi yamacındaki mağaranın duvarında bulunan insan ve hayvan figürlerine ilişkin yüzey araştırması gerçekleştirildi.
İlçede hayvancılık yapan Osman Erdoğan'ın, 3 yıl önce kaybolan keçisini ararken Arslanlı Mahallesi Alata Vadisi yamacındaki mağara duvarında fark ettiği figürler için inceleme gezisi düzenlendi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Dil Kurumu (TDK) Yazıt Bilimi Kolu Başkanı Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz ile emekli tarih öğretmeni ve araştırmacı Ahmet Refik Erdem'in yer aldığı ekip, mağara ve çevresinde yüzey araştırması yaptı.
Alyılmaz, gazetecilere, insan, dağ keçisi ve ayı figürlerinin kök boyasıyla çizildiğini tahmin ettiklerini söyledi.
Milattan öncesine ait olduğu değerlendirilen figürlerin ne zaman çizildiğinin kapsamlı bir çalışmayla ortaya çıkarılacağını aktaran Alyılmaz, şöyle konuştu:
"Mağara duvarına çizilen insan ve hayvan figürlerini belgeledik. Buranın bir kültürel envanter olduğunu ve muhakkak surette korunması gerektiğini düşünüyoruz. Burada boyayla yapılmış kaya üstü tasvirler görüyoruz. Güneş başlı insanlar, kamlar ve şamanları temsilen figürler görüyoruz. Bunlar o dönemin halk önderleri, yaşadıkları toplumun bilgeleriydi. Doğa ile insanın birlikte yaşadıklarına, doğaya gösterilen saygının bir göstergesi olarak ritüel değerleri olan bazı hayvanların resmedildiğini görüyoruz. Asaleti, cesareti, kararlılığı sembolize eden tekeleri, yani dağ keçilerini görüyoruz. Buradaki ayı tasviri de çok önemli. Ayı çok akıllı bir hayvan, gücü sembolize ediyor. Bu nedenle bu resimler ve bölge iyi korunmalı."
Alyılmaz, figürlerin tam tarihinin belirlenmesini önemsediklerini vurgulayarak, "Boya söz konusu olduğu için tarihlendirme mümkün. Milattan önce olarak tarihlendirme mümkün. Biz şu an ciddi bir şekilde yüzey araştırması yaptık. Bunların tarihlendirilmesi çok daha profesyonelce çalışma gerektiriyor." dedi.
– "Bu eserler çok nadide ve epigrafik belgedir"
Araştırmacı Erdem de önemli bir eserin tesadüfen bulunduğunu anımsatarak şunları kaydetti:
"Bu eserler çok nadide ve epigrafik belgedir. Bu tür eserler bulundukları yerin tapu senetleridir. Bunlar insanlık tarihinin en eski yazılı belgeleridir. Buranın bulunması tesadüf olmuş. Bölgede otlayan keçinin mağara önüne düşmesi sonucu tesadüfen bulunmuş. Resimleri bulan çoban Osman Erdoğan kardeşimiz konuyu bize getirdi, biz de bu yönde önemli çalışmaları bulunan hocamıza haber verdik ve birlikte yüzey araştırması yaptık."
Bölgeye yürüyüş etkinliği düzenleyen bir grup da figürleri inceleyerek fotoğraf çekti.
Bilecik'te baharın müjdecisi “Hıdırellez” renkli ritüellerle insanları buluşturuyor