DOLAR

35,3799$% 0.3

EURO

36,8178% 0.18

STERLİN

44,2265£% -0.03

GRAM ALTIN

2.966,56%0,28

ÇEYREK ALTIN

4.828,00%-0,08

BİTCOİN

3462791฿%4.01257

İmsak Vakti a 02:00
Amsterdam HAFIF YAğMURLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EuTürk Haber
  • Genel
  • Milli Eğitim Bakanı Özer, Bitlis'te “Köy Yaşam Merkezi”nin açılışında konuştu:

Milli Eğitim Bakanı Özer, Bitlis'te “Köy Yaşam Merkezi”nin açılışında konuştu:

BİTLİS (AA) – Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, son 20 yılın, eğitimde toplumsal taleplerin dikkate alındığı, demokratikleştiği ve aynı zamanda okullaşma oranlarının maksimum seviyeye çıktığı bir dönem olduğunu söyledi.

Ziyaretlerde bulunmak ve programlara katılmak üzere Bitlis'e gelen Özer, Güroymak ilçesine bağlı Üzümveren köyünde "Köy Yaşam Merkezi"nin açılışında yaptığı konuşmada, son 20 yılda eğitimde büyük bir devrimin yaşandığını söyledi.

İl ayrımı yapmadan 81 ilin tamamında çocukların eğitime çok rahat erişebilmeleri için devasa yatırımların yapıldığını belirten Özer, cumhuriyet tarihinin tanık olduğu en büyük eğitim seferberliğinin yaşandığı dönemin içinde olduklarını vurguladı.

Okullaşma oranları, eğitim çağı nüfusunun ne kadarının eğitimde yer aldığıyla ilgili uluslararası verilerin olduğunu ifade eden Özer, şöyle konuştu:

"Bakın 2000'li yıllarda 5 yaşındaki okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranları yüzde 11'dir. Yani 5 yaşındaki 100 çocuğumuzdan sadece 11'i okula gidebiliyormuş. Şu an yüzde 93. Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 44'lerden yüzde 90'lara geldi. Yükseköğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 14'lerden yüzde 48'leri geçti. Bu dönemde okul öncesinden ilkokula, ilkokulundan ortaokula, lisesine, yükseköğretimine kadar eğitimin tüm kademelerindeki çocuklarımızın, gençlerimizin eğitime erişimleri artırıldı. Niye artırıldı? Çünkü ülkelerin en büyük, en kalıcı, en sürdürülebilir sermayesi beşeri sermayesidir. Beşeri sermeyenin niteliğini artıracak, diğer ülkelerle rekabet edecek gençleri yetiştirecek olan şey de eğitim sistemidir."

– "Son 20 yıl eğitimde toplumsal taleplerin dikkate alındığı, demokratikleştiği bir dönem oldu"

Türkiye'nin, gelişmiş ülkelerin 2000'li yıllardan çok önce elde ettiği gelişmeyi son 20 yıl içinde, 70 yıllık bir gecikmeyle yaşayabildiğini aktaran Özer, 2000'li yılların öncesinde eğitim üzerinde toplumsal mühendislik projelerinin tüm hasarlarının da tedavi edildiğini vurguladı.

Başörtülü kızların eğitim haklarından mahrum bırakıldığını anımsatan Özer, şöyle devam etti:

"Katsayı uygulamasını hatırlayın. Din öğretimi ve mesleki eğitimle ilgili imam hatip ve meslek liselerine giden öğrencilerin yükseköğretime erişimlerini kısıtlayan ve başarılı öğrencileri bu okul türlerinden uzaklaştıran bu uygulama da iptal edildi. Hasarın telafi edildiği dönem bu dönem oldu. Toplumsal talepler olan imam hatip liselerinin dışındaki liselerde, ortaokullarda öğrencilerimizin Peygamberimizin hayatı, Kur'an ve dini bilgilerle ilgili ders talepleri de bu dönemde giderildi. Başörtülü öğretmen kadınlarımız bu dönemde başörtüsüyle derslere girebildi. Son 20 yıl eğitimde toplumsal taleplerin dikkate alındığı, demokratikleştiği ve aynı zamanda okullaşma oranlarının maksimum seviyeye çıktığı bir dönem oldu."

Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her zaman birinci önceliği eğitime verdiğini, son 20 yılda bütçeden en büyük payın eğitime ayrıldığını, ek bütçeden de en yüksek payın eğitime verildiğini ifade etti.

Desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sunan Özer, "Neden 70 yıl gecikmeyle bu gelişmeler sağlandı? Onu da sizin takdirlerinize bırakıyorum. 20 yıl, hizmet aşkıyla vatandaşın imkanlarını iyileştirmek için eğitimden sağlığa, altyapıdan ulaşıma her türlü alanda vatandaşın ayağına hizmetin gittiği bir döneme tekabül ediyor. Hizmet etmekten mutlu olan, aşkla şevkle çalışan bir ekip var. İnşallah el ele vererek bunları çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Eksikliklerimizi biz gidereceğiz." dedi.

– "Köy okullarımızda anaokulu açılmasıyla ilgili 10 öğrenci kriterini 5'e düşürdük"

Köylerden şehirlere göçlerin olduğu dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığının da bu akışı dikkate alarak taşımalı eğitimi uygulamaya soktuğunu anlatan Özer, şunları belirtti:

"Taşımalı eğitimden yararlanan tüm çocuklarımızın her gün ücretsiz yemek yemelerini sağladık. Özellikle Kovid-19 salgınından sonra artık yavaş yavaş köylere, ilçelere doğru akınların başladığını gördük. Özellikle Kovid-19'dan sonra çok kritik bir süreç yaşamaya başladık. Tüm dünyada gıdada tedarik zincirlerinde ciddi travmalar yaşanmaya başlandı. Tarım tekrar ülkelerin savunma sanayi, enerji gibi en kritik alanlarına karşılık gelmeye başladı. Bu da köylere, tarım alanlarına doğru hareketliliği artırdı. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak geçmişte köylerden şehirlere, ilçelere, büyük şehirlere doğru trendin getirmiş olduğu ama şu anda tersine dönen durumda köy okullarımızı tekrar vatandaşımızın, öğrencilerimizin hizmetine açalım istedik. Bunun için gerekli yasal düzenlemeleri yaptık. Artık öğrenci sayısına bakılmaksızın öğrencilerin olduğu tüm köylerimizde köy okullarını açabileceğiz. Sadece bu değil. Köy okullarımızda anaokulu açılmasıyla ilgili 10 öğrenci kriterini de 5'e düşürdük. Sadece bu adımla son 6 ay içinde 12 bin bin yavrumuz köy okullarında anaokullarına kavuştu. Eğer köy okulu ve anaokulu olarak kullanma imkanı yoksa bu binaları Halk Eğitim Merkezi olarak kullanacağız. Köylerimizi çok daha güçlü, dinamik, istikrarlı bir hale getirmiş olacağız."

– "Türkiye'de en yüksek yatılı öğrenci potansiyeli bizde"

Vali Oktay Çağatay ise 350 köy ve 250 mezrayla beraber oldukça dağınık bir coğrafi yapıya sahip olduklarını ifade ederek, "Bu coğrafi yapı içinde 6 bin 111 öğretmen arkadaşımızla beraber 101 bin öğrencimize 703 eğitim kurumunda hizmet veriyoruz. Türkiye'de en yüksek yatılı öğrenci potansiyeli bizde. 20 bine yakın yatılı öğrencimiz var. Şehit öğretmenler vermişiz. Şükürler olsun ki bugün hiçbir güvenlik problemi olmadan en ücra köyde bile en genç öğretmen arkadaşımızla beraberiz. Huzur içinde eğitim öğretimi sağlıyoruz." dedi.

AK Parti Bitlis Milletvekilleri Vahit Kiler, Cemal Taşar da kentteki eğitim yatırımları hakkında bilgi vererek, Köy Yaşam Merkezi'nin hayırlı olmasını diledi.

Konuşmaların ardından, Bakan Özer ve beraberindekiler açılışı yapılan Köy Yaşam Merkezi'ni gezdi.

Programa, Bitlis Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Deniz İnan, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, Güroymak Kaymakamı Ramazan Cankanoğlu, Strateji Geliştirme Başkanı Mehmet Fatih Leblebici, İnşaat ve Emlak Genel Müdürü Umut Gür, Emniyet Müdürü Celal Özcan, kurum amirleri, öğretmen ve öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Antalya'da yangında zarar gören tarihi bina Devlet Konuk Evi olacak

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.