34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3396798฿%-0.3752
Geçtiğimiz hafta içinde toplanan “Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi”, yıllardır Avrupa Birliği’ni, yalan yanlış beyan ve iddialarla kendi çıkarları için tepe tepe kullanan Yunanları ve Kıbrıslı Rumları hüsrana uğratacak bir karar aldı.
Kıbrıs konusunu ve Rumların iddialarını temelden sarsmış olan bu karardan daha önemlisi kararın politik içeriği ve AB’nin gelecekte Türkiye ile ilgili alacağı kararlara yönelik etkileri.
Lafı uzatmadan sadede gelelim; Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi, “insan hakları” konulu toplantısında, “AİHM’in Loizidou kararı”nı tartıştı ve “KKTC tarafından mülkiyet konusunda alınan önlemleri yeterli bularak incelemenin kapatılması” yönünde bağlayıcı bir karar aldı.
Konseyin gözetim ve denetim sürecinin de sonlandırıldığı bu toplantı, Rumların KKTC’de terk ettikleri toprakların geleceği ve Rum tezlerinin temelini oluşturan Titinia Loizidou konusunu da örnek teşkil edecek şekilde karara bağlamış oldu.
Rumlar ve Yunanlar bundan hoşlanmayıp hop oturup hop kalksalar da bunun artık değiştirilmesi mümkün değil.
Söz konusu karar politik olarak, Rum yönetiminin Loizidou kararına atıfla yıllardır iadenin gerçekleşmesi yönünde yaptığı propagandanın ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkarmakta.
Hukuki olarak da tazminat ve takas seçeneklerinin mülkiyet taleplerinin karşılanmasındaki etkinliğini teyit etmekte, mülkiyet sorunlarının da sadece KKTC’de kurulu Taşınmaz Mal Komisyonunda (TMK) çözülebileceğini, AİHM’e gerek olmadığını vurgulamakta.
Buraya kadar olan konu, Rumların 1871 yılında Kıbrıs adasının İngiliz Yönetimine girmesi sonrasında tapuda yaptıkları sahtekarlıklarla ele geçirdikleri Osmanlı Vakıf mallarını sanki de kendilerininmiş gibi davranarak sahibi olduklarını iddia ettikleri mülklerinin geleceği ile ilgili.
Asıl önemlisi bu kararın politik yönü.
“Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi”nde söz konusu kararla ilgili yapılan oylamada;
25 ülke KKTC’nin uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi tesis ettiği lehinde oy kullanırken, sadece 5 ülke aleyhte oy kullandı. Merak edenler için o ülkeleri de yazalım: Güney Kıbrıs, Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan, Ermenistan.
46 üyeli komitenin 25 üyesinin (yaklaşık yüzde 55) Türkiye’nin “KKTC, uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi tesis etmiştir.” iddiasının arkasında durması, çekimser kalan 16 ülke arasında da Avusturya ve Fransa gibi her fırsatta Türkiye aleyhine girişimlerde bulunmaktan çekinmeyen, AB’nin önde gelen ülkeleri sayılan devletlerin bulunması çok önemli.
Kim nasıl okur bilmem ama bana göre mesaj gayet açık.
Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi AB içinde eskisi gibi etkin desteğe sahip değil.
AB Türkiye’ye yaptırım uygulayarak karşısına almak istemiyor.
…..
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
Bağdat'ta Yeşil Bölge’ye füze saldırısı