35,0498$% 0.02
36,3746€% 0.01
44,2387£% 0.27
2.937,95%0,63
4.779,00%0,60
3529135฿%-2.93198
Gaziantep, (Hibya) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. Olağan İl Kongresi’nde bir konuşma gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Bugün yapılan Bingöl, Hakkari, Ağrı, Erzincan İl Kongrelerimizin de hayırlara vesile olmasını diliyorum. AK Parti erdemliler hareketi olarak yola çıktığı andan itibaren fedakarlık üzerine kurulmuş bir kadrodur.
Şu an bu salonda bulunan bu kardeşlerimiz de şahsi ikballeri için değil ülke, millet ve insanlığın çıkarları için bir araya gelmiş dava erleridir.
AK Partinin temelinde kardeşlik, muhabbet, dayanışma ve diğerkamlık vardır. Millete ve memlekete sevdalı bu kadronun hamuru kardeşlikle, kardeşlik hukukuyla yoğurulmuştur.
Kurulduğu günden itibaren AK Partinin millete hizmet davasına gerek Gaziantep’te gerekse diğer illerimizde omuz veren, partimizin sevda ve hizmet bayrağını şehirlerimizde gururla dalgalandıran tüm kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum.
Teşkilatımız saflarında görev almış artık aramızda olmayan kardeşlerimize de rabbimden rahmet niyaz ediyorum.
Gaziantep’te ilk olarak Güneyşehir’e gittik. Yapımı tamamlanan 5 bin 113 Deprem ve Sosyal Konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdik.
Geçen hafta Kahramanmaraş’ta 155 bininci afet konutumuzun anahtarını teslim etmiştik. Bugün de Gaziantepli kardeşlerimizin yeni evlerine kavuşmalarının sevincine ortak olduk.
6 Şubat Depremlerinden sonra Erdoğan bu enkazın altında kalır diyen kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Maddi anlamda Gaziantep’in kayıplarını telefi edecek karalılığa da imkana da biz sahibiz.
Söz verdiğimiz gibi en son hak sahibi kardeşimiz de yuvasına kavuşana kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız.
Gaziantep’ten tam 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat geren günümüzün Ensarları çıkar. Bugün bir kere daha Gaziantep’in yüce gönüllü insanlarını tebrik ediyorum.
Gaziantep halkının özellikle insanlığımızın ve kardeşliğimizin sınandığı Suriye krizinde sergiledikleri vicdanlı duruş için tebrik ediyorum. Provokasyonlara gelmeden 13 yıl boyunca mazlumlara vakarla sahip çıktınız. Kardeşlik hukukunu gözettiniz. Muhalefetin kışkırtmalarına kulak asmadınız. Rabbim hepinizden razı olsun.
Sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeleri takip ediyoruz. İdlib’deki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor.
Türkiye’nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir. Perşembe günkü Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik.
Bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak bizim temennimiz komşumuz Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır.
Suriyeli kardeşlerimiz çok zor günler geçirdi, çok ağır bedeller ödedi, çok büyüm zulümler gördü. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla siviller canice katledildi.
12 milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. On binlerce kadın, çocuk, bebek, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken yollarda can verdi.
Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz. Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir lokma su bulamadığı için ölen sivilleri nasıl unutabiliriz.
DEAŞ’ından PKK’sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında çok vahşi bir şekilde müşade ettik.
Türkiye kendisi için istediğini komşuları için de isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması, toplumsal huzuru, iç barışı ve güvenliğiyle nasıl bir Gaziantep görmek istiyorsak Halep için de aynı temennilerde bulunuyoruz. Hatay’ın esenliğine nasıl önem veriyorsak Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Rakka’nın, Aynel Arab’ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz.
Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bin yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz.
Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye tüm etnik mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz.
Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz. Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma hevesiyle hareket ettiğinin farkındayız.
Türkiye olarak milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim. Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır.
Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak hiçbir yere varılmayacağını son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir.
Suriye toprakları savaşa, kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmektedir. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü, güvenliği kendi vatanlarında gönül huzuruyla yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir.
Türkiye’nin yegane amacı da tüm kesimleriyle Suriye halkının refahı ve esenliğidir. Biz ilk günden beri bunu savunduk, bunun için çalıştık. Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi, ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır.
Hiç kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadı, farklı kimliklerin yan yana sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye’yi göreceğimizi ümit ve temenni ediyoruz.
Türkiye’nin Gazze, Lübnan, Ukrayna ve Suriye’de barışın sağlanması için gösterdiği çabaları tüm dünya çok iyi biliyor ve takdir ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda ülkemizin dış politikada artan ağırlığına bizzat tanıklık ediyoruz. Ama bu gerçeği muhalefet bir türlü görmek istemiyor ve görmüyor.
Ülkemizin doğrudan güvenliğini ilgilendiren meselelerde dahi muhalefetin hemen istismar siyasetine sarıldığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu idaresindeki eski CHP’nin, Suriye krizine hangi mercekten baktığını hepimiz hatırlıyoruz. Sosyal medya paylaşımları bu şahsın karın ağrısının bugünlerde tekrar artmaya başladığını gösteriyor.
Eski yönetimin marazlı yaklaşımını CHP’nin yeni yönetiminin de aynen devam ettirmesi CHP adına utanç vericidir. Sayın Özel’in grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin ileri tutar hiçbir yanı yoktur.
Kendisine tavsiyem şudur; Siz Şam rejimin değil Türkiye’nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir. Haleplilerin Türkiye’ye ve ay yıldızlı bayrağımıza muhabbet duyması CHP’yi neden rahatsız ediyor?
Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimallerinden CHP yönetimi neden rahatsız oluyor? Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız?
Sayın Özgür Özel, CHP’yi normalleştirecekse Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması özellikle gerekir.”
Hibya Haber Ajansı
Suriyeli Muhalifler Şam’ın ”kurtarıldığını” ilan etti!..