DOLAR

34,5493$% 0.14

EURO

36,2419% -0.09

STERLİN

43,5216£% -0.2

GRAM ALTIN

2.978,80%0,58

ÇEYREK ALTIN

5.075,00%0,62

BİTCOİN

3414346฿%2.07756

Öğle Vakti a 12:55
Amsterdam YAğMURLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EuTürk Haber
  • Spor
  • Arda Güler'i Fenerbahçe'ye kazandıran Pekmezci, kendini Don Kişot gibi hissediyor

Arda Güler'i Fenerbahçe'ye kazandıran Pekmezci, kendini Don Kişot gibi hissediyor

İSTANBUL (AA) – MURAT KAYA – Fenerbahçe'nin genç yıldız adayı Arda Güler'in hikayesini haberleştiren İtalyan gazetelerinde adı geçen ve önemli oyuncu gözlemcilerinden (Şef scout) biri olarak gösterilen Serhat Pekmezci, Türk futbolunda kendini Don Kişot gibi hissettiğini söyledi.

Daha önce hem Altınordu hemde Fenerbahçe'de altyapı şef oyuncu gözlemcisi olarak görev yapan, Çağlar Söyüncü ile Arda Güler gibi oyuncuları keşfetmesiyle dikkat çeken Serhat Pekmezci, AA muhabirine, Türk futbolunun geldiği aşamayı, yeni yetişen oyuncuları ve oyuncu takip etme ile yetiştirmenin inceliklerini anlattı.

Normalde teknik direktörlük yapmasını sağlayacak UEFA belgesine sahip olduğunu ancak son 10 yıldır genç yetenek arama-tarama ekiplerinin yöneticiliğini üstlendiğini belirten Pekmezci, Arda Güler'in A Milli Takım'a çağırılmasını sevinçle karşıladığını, onun karakteri, azmi, iradesi, terbiyesi ve yetenekleriyle çok önemli bir oyuncu olduğunu kaydetti.

Bir İtalyan gazetesinin "Böyle yetenek yüz yılda bir gelir" başlığıyla verdiği Arda Güler haberine vurgu yapan Pekmezci, "Çok takip edilen bir gazetede bu ifade çok büyük bir onur. Bu söz aslında iki sene önce yine AA ile yaptığımız röportajda bana aitti. İddialı mıydı? Evet iddialıydı. Ancak ben Arda'nın Gençlerbirliği Kulübünden başkanımızın vasıtasıyla alınması sürecinde de bunu Sayın Ali Koç'a anlattım. 'Bu çocuk eğer doğru bir projelendirme yapılırsa, yetenek yönetimi konusunda üzerimize düşeni yaparsak, 16 yaşında A Milli Takım'da oynar, 17 yaşında attığı frikik golleriyle tribünleri ayağa kaldırır.' demiştim." ifadelerini kullandı.

Bu anlatımının şaşkınlıkla karşılandığını ancak daha önce Çağlar Söyüncü'nün keşfedilmesini de sağladığı için iddialı olduğunu vurgulayan Pekmezci, oyuncularla ilgili bu tür iddialı laflar için bilmenin yetmeyeceğinin, bazen hissetmek gerektiğinin altını çizdi. Pekmezci, "İyi oyuncuyu hissetmek için saatlerce, günlerce, aylarca müsabaka izlemek, okumak, konuşmak, düşünmek, tartışmak lazım. İklimde konuşabileceğiniz, tartışabileceğiniz çok insan yok maalesef. O yüzden de bazen Don Kişot gibi hissediyorum kendimi." diye konuştu.

Arda Güler'in bundan sonraki Türk çocuklarının gerek Avrupa'da gerekse Türkiye'de bakış açısını değiştirecek bir model oluşturduğunu anlatan Pekmezci, şöyle devam etti:

"Allah razı olsun ondan. Çok çaba sarf ederek yaptı bunu. Bundan sonraki süreçte ben Arda'nın da açtığı yoldan Türk futbolunda ciddi bir devrim yaratılabileceğine inanıyorum. Bunun için oturup konuşmak, düşünmek, tartışmak lazım sadece. Ben hep söyledim, güldüler tabii. Brezilya yıllardan beri 1 milyar dolara ya da avroya yakın futbolcu ihracatı yapıyor ve 10 milyonluk Portekiz son 10 yıldır futbolun rönesansını yaşıyor. Biz bunu neden yapamıyoruz, yapmak çok mu zor, nereye bakmamız gerekiyor? Bunları biraz tartışabilirsek bence sonuç almak çok zor değil."

– "Çocuklar Arda gibi olmak isteyecek"

Bugüne kadar 600 bine yakın oyuncu izlediklerini aktaran Pekmezci, yetenek tespiti kadar yetenek yönetimi ile pazarlamanın da önemli olduğunu anlattı.

Arda Güler'in Türk gençleri için ikonik bir simge haline geldiğini ve yeni bir süreci temsil ettiğini dile getiren Serhat Pekmezci, "Şimdi, 'Arda gibi olmak' diye bir kavram oluştu. Nedir bu? 16-17 yaşında da çok yarışmacı, sürekli şampiyonluğu hedefleyen bir takımda süre alabilmek, gol atmak, asist yapmak, sonuca etki etmek. Saha dışında karakteriyle, tavrıyla, tarzıyla, yediden yetmiş yediye herkesin sevdiği bir profil olmak. Bundan sonra 'Arda gibi olmak' denen bir şey ortaya çıkacak. Yani bu bir marka haline gelecek ve dünyanın her yerinde çocuklar Arda gibi olmak isteyecek." değerlendirmesinde bulundu.

– "20 yıldır Fenerbahçe'de oynuyormuş gibi öz güvenli"

Oyuncuları yıldız yapan en önemli faktörün aile ve ilk yetiştiriliş tarzı olduğuna dikkat çeken deneyimli gözlemci, ailesi tarafından öz güvenli yetiştirilen Arda Güler'in sahaya çıktığında 20 yıldır Fenerbahçe'de oynuyormuşçasına bir rahatlığı bulunduğunu vurguladı.

Arda Güler'le ilk karşılaşmasının, başka bir futbolcu izlemek için gittiği Ankara'daki bir 14 yaş altı maçında gerçekleştiğini belirten Pekmezci, "Yaklaşık 60 dakika falan beni inanılmaz büyüledi. Çevre kontrolü, topa ilk teması, üç hamle sonrası düşünmesi, pozisyon yaratması… O periyotta da takımının mağlup olmasından dolayı büyük sorumluluk alması, mağlubiyeti kabul etmemesi, irade göstermesi, kazanma odaklı olduğunu bana hissettirdi." şeklinde konuştu.

Bu oyuncunun maç videolarını bir şekilde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'a ulaştırdığını ve bunun üzerine kendisiyle temas kurulduğunu anlatan Pekmezci, "Başkana çok iddialı konuştum. 'Bu çocuk 16 yaşında oynayamazsa ben mesleği bırakırım, 17 yaşında A milli olacak, gol atıp attıracak, bütün dünya ve Avrupa Fenerbahçe'yi bu oyuncu üzerinden tanıyacak.' dedim." ifadelerini kullandı.

Uzman gözlemci, Arda Güler'in son dönemde ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlayan Gençlerbirliği'nden 200 bin lira ve satıştan yüzde 20 pay karşılığında, yetiştirme tazminatları da ödenerek transfer edildiğini dile getirdi.

– "Yüzlerce yetenek heba oldu"

Arda Güler gibi yüzlerce oyuncu olduğunu savunan Pekmezci, oyuncuların doğru zamanda tespit edilmesi gerektiğine değinerek, "Yeteneği yönetme konusunda çok büyük arızalar var. Akademi direktörlerinin, altyapı antrenörlerinin, psikologların çok kıymetli bu iş için aylarca, yıllarca kafa patlatmış olması lazım. Ancak görüyorum ki akademide antrenörlük yapan insanlar, yani kusura bakmasınlar, her yerde söylüyorum ama çok idealist değiller." şeklinde görüş belirtti.

Türkiye'de makale yayımlayan, bilimsel sunum yapan bir akademi direktörü duymadığına işaret eden Pekmezci, "Arda ilk bulduğumuz yetenek mi? Hayır. Yüzlerce yetenek heba oldu. Kimisi babasının taraftarlığı yüzünden, kimisi Altınordu'da bizim anlatmaya çalıştığımız, dezavantajların görülmemesi yüzünden, farklı farklı sebeplerden… Arda bulduğumuz ilk yetenek değil ki." diye konuştu.

– "Verdiğim isimlerin tepesine üşüşecekler"

Kamuoyunun çok beklentiye girdiği bazı futbolcuların kaybolmasına yeteneğin yönetilememesi sorununun sebep olduğunu vurgulayan Pekmezci, "Ben mesela size burada isim versem, verdiğim isimlerin tepesine üşüşecekler. Yani benim söylediklerime en duyarlı kesimin menajerlerolması da çok enteresan bir durum. Türkiye Futbol Federasyonu var, akademi direktörlerimiz var, kulüp başkanlarımız var. Burada dört tane isim söylesem, yarım saat sonra hepsinin anne babası beni arayıp 'Telefonlar susmuyor.' diyecek. Çünkü en kolay para kazandıracak yöntem." dedi.

Futbolcu ailelerini menajerlerin değil futbol bilginlerinin ve ilgili kurumların araması gerektiğini vurgulayan Pekmezci, "Oyuncunun profesyonel takıma çıkıncaya kadarki en saklı ilişki kurabileceği kişi anne, büyüdüğü kulüp yönetimi ve federasyondur. O yüzden de UEFA ve FIFA oyuncuların 18 yaşından önce imza atmasını istemiyor. Yani bir oyuncuyu neden kulübü yönetmesin?" şeklinde konuştu.

– "Başkana rapor sunulsa, 10 tane daha Arda kazanmış olacaktık"

Her sorumlunun kendi üzerine düşeni yapması durumunda futbolda problem kalmayacağını kaydeden Pekmezci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben kulüpten ayrıldım. Bağımsız bir denetim kurulu olsa, konuyu derinlemesine araştırıp başkana bir rapor sunsa, belki on tane daha Arda kazanmış olacaktık. Bu süreçte bir tane Altınordu'ya, bire tane de Beşiktaş'a inanılmaz yetenekte ve kalitede iki tane oyuncu gitti. Kaçırdı Fenerbahçe. O dönem başkanımızla temasa geçmiş, anlatmıştım. Şimdi başkanımızla çok sağlıklı bir diyaloğumuz var. Pandemiden sonra planlamalar sekteye uğradı. Ondan sonra başkanımızla aramızda bir şey kalmadı. İletişim bir şekilde koptu veya kopardılar."

"Oyuncuya bir meta olarak, para olarak bakarsanız, kariyeriyle ilgili onun adına değil de biraz kendi ticaretinizle ilgili karar verirsiniz." diyen pekmezci, "Arda Güler'i menajerlerden korumak için çok savaştım, çok hırpalandım. Tam tersine, menajerlere öneriyor diye de bir sürü eleştiri aldım. Bunu kim çıkartıyor, nasıl yapıyor bilmiyorum. Benim için Arda, Türkiye'yi temsil edecek, anlatacak, karakteri, yeteneği, yaptıkları ve öz güveniyle milli bir servet, bir marka. Bu benim için bir gurur. Bunun manevi hazzını yaşıyorum." ifadelerini kullandı.

Son olarak, Arda Güler'in fiziksel yeterliliği olmadığı için oynatılmadığı yorumlarına değinen Pekmezci, "Ben oynaması gerektiğiyle ilgili haddimi aşmayayım. Şu an Fenerbahçe'nin başında çok doğru bir hoca var. Bu mesleğe geçen sene başlamadı bu hoca. O Arda'yı ne zaman, ne şekilde oynatacağını hepimizden çok daha iyi biliyor. Ben şuradayım; Arda'nın yaşıtları Avrupa'da sürekli oynayabiliyor, Biz Arda'yı Jesus'un istediği fiziksel kıvama neden getirmedik?" diyerek sözlerini tamamladı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Dünya Tekvando Şampiyonası

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.