35,4084$% 0.2
36,4150€% 0.07
43,9288£% 0.28
3.029,72%0,29
4.914,00%0,28
3424244฿%1.23303
23 Ağustos 2024 Cuma
Türkiye'de Liyakat ve Vurdumduymazlık Sorunu!..
Sıra kimde?
Gemici'den Alman vatandaşı yurttaşlarımıza: 'Türk Vatandaşlığı İçin Başvurun'
Miço Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!..
Riba, Ülkemizi Vatan mı edinmiş?..
Şeyhliğimi İlan Ediyorum!..
Türkiyedeki müslümanlar bir daha ki Cumhurbaşkanlığıseçimlerinde kime oy vermesi gerekmektedir?
Bu sorunun cevabını vermeden önce tarihte cereyan eden bazı“fitne” (=terör) ortamında müslümanlar ne kaybetmişler ona bakalım?
Bu hadiseleri Kuran ve Hadis ışığında nasıl değerlendirebiliriz bir düşünelim:
İslam tarihinde hadiseler Resulullahın bize daha öncedenbildirdiği gibi cereyan etmiştir.
Hilafet dört halifenin idarede olduğu 30 yılı arkada bırakmış, yerine saltanat gelmiştir(1).
Sultanlık döneminde kurulan bir çok “islam devletleri” arasındacereyan eden savaşlar da yüzbinlerce müslüman kanı akıtılmıştır.
Halbuki haksız yere bir müslümanı kasten öldürenin cezasının içinde devamlı kalacağı cehennem olduğu Kuran ayeti ile sabittir(2).
Hz. Osman (ra) zamanında islam ülkesi hızlı bir şekilde büyümüş, yeni müslüman olanlar çoğunluğu teşkil etmiştir.
Resulullah’ın dizi dibinde islamı öğrenen müctehid sahabiler bu çoğunluğun içinde bir avuç kadar kalmıştır.
İslam coğrafyasının büyümesi ile doğru haberlerin ulaşımıdazorlaşmıştır.
Bunu fırsat bilen şer güçler yalan haberler üretmeye başlamışlardır.
Çoğunluğu oluşturan saf ve yeni müslümanların beyni bu yalan haberlerle karışmıştır.
Günümüzde oldugu gibi “Fake news” (=yalan haber) hicretin 1. yüzyılında da çabucak yayılmış, doğrusunu öğrenmeye fırsat bulmadan yeni yalan haberler islam ülkesini sarsmıştır.
Durum o kadar vahim bir safhaya ulaşmıştırki cennetle müjdelenen on sahabi (“Aşere–i Mübeşşere”) den ve halife olan Hz. Osman (ra)’ın katline kadar gitmiştir.
Hz. Osman (ra)’ın elinde Kuran tilavetinde iken katledilmesi durumun vehametini göstermeye yeter.
Peşinden halife olan Hz. Ali (ra), Hz.Osman (ra)’ın katilleri belli olmadığından ceza verememiştir.
Katilleri cezalandırmadığını sebep göstererek ona karşı isyanıbaşlatan şer güçler hem Hz. Ali (ra)’ın hemde onbinlerce müslümanın ölümüne sebep olmuşlardır.
Peki peygamberimizin bu iki damadı islamı haşa bilmiyorlarmıydı?
İkiside cennetle müjdelenmiş, namazlarını kılan din alimi idiler.
Hz. Ali (ra)’ın hilafeti zamanında savaşlarda ashabın her iki tarafta yer alması bu işin vehametini açikça göstermektedir.
Ayni şekilde islam alimleri ve fikir adamları osmanlı devleti padişahı cennet mekan Halife Abdulhamid’e karşı cephe almışlardı.
Dış ve iç düşmanların oluşturdukları terör ortamında yayılan yalan haberler halifenin hal fetvasına sebep olmuştur.
Müslümanların biribirine karşı savaşmaları büyük bir fitnedir.
Günümüz lisanı ile ifade edersek “fitne” nin adı “Terör ortamı” dır.
Terör ortamında akıllıca düşünmek ve doğru karar vermek hayli zordur.
Cenab-ı Hak bize boşuna “Fitne (terör ortamı) katil’den beterdir” diye hitabetmiyor(3)
Önemli olan bu “fitne” yani terör ortamının oluşmasına fırsat vermemektir.
Aksi takdirde bizde farkına varmadan şer güçlerin oyununa gelirizve mevcud kurulu düzeni tarumar ederiz.
Türkiyede içimizdeki ve dışımızdaki tüm şer güçler büyük bir islam kalesi olan vatanımızı parçalamak ve terör ortamınıoluşturmak istiyorlar.
Maalesef bir çok müslüman da bu parçalanmanın, dağılmanın ve düzenin bozulmasının bir parçası olmaktadırlar.
Cenab-ı Hak’kın “Parçalanmayın yek vucud Allah’ın ipine(Kuran’a=Allah’a, Hadis’e=Resulüne ve Ululemire) sarılın ve ayrılığa düşmeyin” emri yokmuş gibi parti kurma (=parçalanma)yarışındayız(4).
Partilerin çoğalması siyonistlerin birliğimizi bozan bir oyunudur.
Bilhassa muhafazakar (dindar) çevrede son zamanlarda kurulan ve daha önce de var olan partileri bir sayalım:
AKP, MHP, BBP, SP, DEVA Partisi, Gelecek partısı, Millet partisi, Demokrat partisi, Yeniden Refah Partisi, HüdaPar...
Bu kadar bölünmenin ardından müslümanların ve Türkiye nin birliğinden bahs edilebilirmi?
Fitne ortamının oluşmaması aslında kendi elimizde:
Kuran-ı Kerim sadece “Allah’a ve onun Resulüne itaat edin” demiyor. Ayetin devamında “Sizden olan (yani müslüman olan)ululemire (Cumhurbaşkanına da) itaat edin” diyor (5)
Resulullah hayatta iken “müslümanların devlet başkanına nezaman itaat edilmiyeceği” sorulmuştu.
Allah’ın elçisi çok açık bir şekilde, hatta yukarıdaki ayetin bir nevimeali babında “başınızdaki devlet başkanına sizinle namaz kıldığı müddetçe itaat edin” diye kesin emir vermiştir(6)
Şu anda başımızda beş vakit namazını kılan ve ümmetin birliği ve beraberliği için çabalayan bir Cumhurbaşkanımız vardır.
Cumhurbaşkanımızın her yaptığı veya yapmadığı şeyleri onaylamasakta kurulu bir düzenimiz var.
Allah’a şükür şu anda türkiye’de bir terör ortamı yok. Canımız, malımız ve ırzımız korunma altında.
Eğer müslümanlar güçlerini bir yerde toplamaz ve bölünür iseistikrarlı devlet yapımız bozulacaktır.
38 partiye bölünmüş İsrail’de olduğu gibi bizde her seçim döneminde dört defa erken seçime gidip hükümet kurmakla uğraşacağız.
İstikrarsız bir türkiye’de düzen bozulacak, her kafadan bir ses çıkacak ve terör ortamı oluşacaktır.
İçimizdeki ve dışımızdaki şer güçler ülkemizi paramparça edeceklerdir.
Müslümanların önümüzdeki seçimlerde derdi islam olan vebeş vakit namazını kılan bir Cumhurbaşkanı seçmeleriüzerlerine vaciptir.
Aksi takdirde ahirette sorumluluktan kurtulamazlar.
1) Mealen bir Hadis-i Şerif’te Resulullah sav şöyle buyurmuştur- ‘Kamil hilafet otuz yıl sürecek, ondan sonra mülk ve hakimiyet haline dönüşecek’ (Tırmızi, Müsned-i Ahmed)
2) Nisa Suresi, 93.Ayet
3) Bakara Suresi, 191. Ayet
4) Al-i İmran Suresi, 103.Ayet
5) Nisa Suresi, 59.Ayet
6) Ankebut Suresi, 45.Ayet: „Sana vahyedilen Kıtabı okuve namaz kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan vekötülükten alıkoyar…“
Avf b. Malik’ten gelen bir rivayete göre Hz. Peygamber; “Yöneticilerinizin en hayırlıları sizinkendilerini sevdiğiniz ve onların da sizi sevdiklerikimselerdir. Siz onlara dua edersiniz, onlar da size duaederler. Yöneticilerinizin en kötüleri de sizin onlardannefret ettiğiniz ve onların da sizden nefret ettiklerikimselerdir. Siz onlara lanet okursunuz, onlarda sizelanet okurlar. Biz “Ya Rasülallah, onlara ettiğimiz biatıbozmayalım mı? dedik. O da: Hayır, sizinle namazkıldıkları müddetçe, hayır, sizinle namaz kıldıklarımüddetçe” “, buyurmuştur. (Müslim, İmare, 17; Nevevî,Riyazü’s-salihin )