34,3122$% 0.21
37,2200€% -0.48
44,4322£% 0.46
3.017,79%-0,07
5.060,00%-0,18
2352442฿%-1.2946
14 Temmuz 2024 Pazar
Türkiye'de Liyakat ve Vurdumduymazlık Sorunu!..
Sıra kimde?
Gemici'den Alman vatandaşı yurttaşlarımıza: 'Türk Vatandaşlığı İçin Başvurun'
Miço Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!..
Riba, Ülkemizi Vatan mı edinmiş?..
Şeyhliğimi İlan Ediyorum!..
Dininden döneni mi yoksa dininden dönüp örgüt kuranı mı öldürün. Desene örgütlü suç terör suçudur.
Kur’an dininden döneni öldürün demiyor, onların amelleri boşa gideceğinden bahsediyor.
Hadislerde lokal bir rivayet vardır. Halit bin. en-Nüdeyhi hakkında söylenmiştir.
Kabe’nin tahvili dolayısıyla mürted olmuştu. Medine’nin dış sokaklarında, uzaklarda örgüt kurup Medine site devletine saldıracaktı.
Bu örgütlü suç için söylenmiş lokal bir rivayettir. Dininden döneni öldürün rivayeti kitaplarda çokça garip yorumlanmıştır.
İslam dinin özgürlük ilkesine ters yorumlar yapılmıştır. Hatta had suçlarına katılmıştır.
İslam’da kasten adam öldürme, kısasın dışında öldürme yoktur. Desene kamu düzenini bozmak için örgüt kurup terör suçu işleyenler de siyasi olarak öldürülür.
Bugün hadisin yorumundan hareketle İslam’da dininden döneni öldürün bir had cezası gibi görülmektedir.
Hadisin esbabı vurudu bağlamından çıkarılmıştır. Bir şekilde İslam’ın özgürlük ilkesine ters bir yorumdur.
Kur’an “Dinde zorlama olmadığı”, “Dileyen iman eder, dileyen inkar eder” ayetleri ilkeyi belirlemiştir.
Bu temel ilkelerin aksine pek çok yorum kitapları işgal etmiştir. Anayasal bir ilke olan bu prensipler, maalesef ihmal edilmiştir.
Bu durum, İslam’a ve Müslümanlara karşı algıyı da etkilemiştir. İnsan varlığının temel öğesi, bilinçaltında yatan özgürlük dürtüsüdür.
Özgürlük ancak sorumluluk temeli üzerinde yaşayabilir. Özgürlük, kullara değil bir olan Allah’a itaat etmektir. Bu bağlamda her birey, inanç özgürlüğüne sahiptir.
Keza dilediği dini seçme ve yaşama hakkı bulunmaktadır. Nitekim Şârii, “Dileyen iman eder, dileyen inkâr eder”, “Dinde zorlama yoktur” buyurmuştur.
Keza Allah (cc), “Sen, onlara zor kullanacak değilsin” buyurmuştur. Öte yandan Peygamberin görevi, tebliğ ve tebyindir.
Bu ayetler, insanın inanç ve düşünce bazında özgür olduğunu ortaya koymaktadır. İnanç ve düşünce özgürlüğü konusunda halka baskı yapmak, münafık bireyler yetiştirir.
Öte yandan hiç kimseye, Müslümanların aleyhine bir eylemde bulunmamak kaydıyla inancından dolayı dünyevi bir yaptırım da uygulanamaz.
Peygamberimiz (sav)’den, “dininden döneni öldürün” , “İslâm’dan çıkıp Allah ve Resulüne harp açan adamı öldürün” gibi rivayetler bulunmaktadır.
Bu rivayetlerin esbabı vürudu dikkate alınmalıdır. Bu rivayet, Medine’de Müslüman olduktan sonra dininden dönüp Medine’nin dış sokaklarında site devletine karşı güç toplayıp saldırıya geçecek olan fesatçı ve fitneci, Halit b. Süfyan en-Nüdeyhi hakkındadır.
Doğrusu bu rivayet, toplumsal düzeni bozan lokal ve örgütlü bir suç hakkındadır.
Halit b. Süfyan İslâm devletinin sırlarını biliyordu. Medine’de İslâm dinini terk etmiş mürted olmuş ve eylemsel faaliyette bulunmuştu.
Hz. Peygamber (sav), onun öldürülmesi için Abdullah b. Üneys el-Cuheni’yi görevlendirdi.
Abdullah b. Üneys, vadi ve çölleri aşarak kendisine Urne vadisinde rastladı. Peşinde kalabalık topluluk vardı. Rasulullah’ın bu adamı tarif etmiş olduğunu anladı.
“Senin Muhammed’e karşı adam topladığını duydum. Seninle birlikte hareket etmek için geldim” deyince bu sözlerinden Halit çok memnun oldu.
“Evet, ben Muhammed’e karşı kuvvet hazırlıyorum” dedi. Düşmanımın düşmanı dostumdur, kabilinde dost oldular.
Onunla arkadaş oldu ve aynı çadırda gecelediler. Zahirde Abdullah b. Üneys Peygamberi inkâr etti. Farz namazlarını bile ima yolu ile kıldı.
Fakat bir gece Halit b. Süfyan’ın boynunu vurdu. Gündüz saklanıp gece hareket etti. 16. gün Medine’ye geldi. Peygamberimiz kendisini sevgiyle taltif etti ve asâsını ona hediye etti.
“Asa mü‘minin alameti enbiyanın sünnetidir.” Cennette bu asaya yaslanarak gelirsin” buyurdu.
Abdullah b. Üneys öldüğünde bu asayı beyaz kefenleri arasına koyulup teberruken öyle defnedildi.
Burada sosyal siyaset alanında alınması gereken güzel örnekler bulunmaktadır.
Görüldüğü gibi bu olay kamu düzenini bozan örgütlü suç kategorisine sokulmuş, re’sen kovuşturulmasına izin verilip öldürülmesi için özel talimat verilmiştir.
Toplumsal zaruret, bir tür meşruiyet kaynağı olmuştur.
Saygılarımla.