35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
3433497฿%0.42977
14 Temmuz 2024 Pazar
Türkiye'de Liyakat ve Vurdumduymazlık Sorunu!..
Sıra kimde?
Gemici'den Alman vatandaşı yurttaşlarımıza: 'Türk Vatandaşlığı İçin Başvurun'
Miço Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!..
Riba, Ülkemizi Vatan mı edinmiş?..
Şeyhliğimi İlan Ediyorum!..
Kur’an’daki fon kaynakları, Kızılırmak ve Yeşil ırmak gibi aktıkça akar. Fırat ve Dicle nehirleri gibi beldelerden beldelere koştukça koşar. Keza irili ufaklı dereler de hep boşuna, hep boşuna akar. Desene ırmaklar ve dereler gibi Kur’an’daki fon kaynakları da istifade etmeden hep kontrolsüz akar. Vicdan’dan vicdana, cüzdandan cüzdana… Vicdani yaptırım..!
(DESENE SOSYAL GÜVENLİK AMAÇLI, DERELER VE FONLAR DA HEP BOŞUNA AKAR)
Ey İNSAN! Elbiseniz kirlenirse, suyunuz vardır, yıkarsınız. Kalbiniz kirlenirse nasıl yıkarsınız bilemiyorum? Genellikle maddi ve manevi suçların cezai yaptırımı için üst kavram olarak kefaret, kusursuz sorumluluğun hukuki yaptırımı olanfidyeadında özel kavramı kullanılır.
İşte kefaretler, bizleri manevi dünyamızın mülevves olmuş kirlerinden, günahlarımızdan bir tür cezai yaptırımla adeta temizler. Irmaklar ve dereler gibi Kur’an’daki fon kaynakları da birey ve toplumları suladıkça sular.
(DESENENASLARDAN YEŞİLIRMAK, KIZILIRMAK, FIRAT VE DİCLE NEHRİ GİBİ FON KAYNAKLARI AKTIKÇA AKAR.)
BİZ İNSANLAR! hataları, sadece maddi dünyamızda değil manevi dünyamızda da yaparız. Görev ve sorumluluk ihmali… Maddi ve manevi sorumluluk… Öyle ki bazen kusurlu oluruz, bazen de kusursuz. Kusursuz nasıl sorumlu oluruz bilemiyorum?
İşte asıl odak noktamız budur. Güç yetiremediğin bir şeyden sorumlu tutulmak…!Fidye, adı üzerinde topluma feda olma, kurban olma, kurtulmak, bedel ödemek ve kefaret kavramı yerine de kullanılır. Desene kusursuz sorumluluk… Gayri iradi sorumluluk…!
(DESENE IRMAKLAR VE DERELER AKAR, FON KAYNAĞI AÇISINDAN KEFERETLER.)
HANİ! Fırat ve Dicle nehri kenarında bir kurt koyuna saldırırsa, Allah Ömer’den sorardı onu… İşte bu idari kusursuz ve toplumsal sorumluluk…!Desene manevi sorumluluk alanında cezai yaptırım…! Cezasını ödeyerek sorumluluktan kurtulma…! Manevi suçlara cezai yaptırım…! Bunun için “yetim, yoksul, şehit, mazlum ve mağdur olup yolda kalanlara” zorunlu olarak yönlendirilen kefaretler! Manevi ve cezai yaptırım olarak fidye ödemek!..
(DESENE MAZLUM VE MAĞDURLAR HEP UZAKLARA BAKAR. UZAKLARIN DEPREMİ DE ŞİDDİTLİ OLURMUŞ.)
Sabahtan yola çıktığınızda kim bilir belki de eve dönemeyebilirsiniz. Binmiş olduğunuz uçaktan kim bilir belki de inemeyebilirsiniz. Desene İnsan, yüzde elli rizikoyla yaşar! İnsanoğlunun hayatı da bu rizikolarla savaşmakla geçer. Bu rizikoların bir kısmı mukadderdir.
Ölüm ve ihtiyarlık gibi. Bir kısmı ise muhtemeldir. Kaza veya sakatlanmak gibi. Bu da tedbiri gerekli kılar. Takdir ve tedbir iki kanatlı kuş gibidir. Tedbir alınmadan takdirin, takdire inanmadan da tedbirin yaralarımıza derman olamayacağı açıktır. Tedbiri almadan takdire sığınmak aslında sünnetüllah yasasına isyandır.
(DESENE BEYHUDEYMİŞ BOŞ YERE BU KADAR TEDBİR EYLEMEK. BİR KULUN KÂRI DEĞİLDİR, TAKDİRİ TEBDİL EYLEMEK.)
Keza ihtiyarlık ve ağır hastalık gibi kusursuz bir davranışın getirdiği sorumluluğun tazmini, tutamadıkları oruçların ödeneği olan kefaretlerin tazmini, prim ödeneği…!Her gün için sabah ve akşam bir yoksulu doyurabilecek meblağ kadar fidye ödeneği…! Sorumluluğun bilincinde olan bireyler için maddi yaptırım…! Kusursuz bir davranışın maddi yaptırımı olarak her gün için yetim, yoksul ve yolda kalmışa sabah ve aksam yoksulu doyuracak bir fidye verilir.
(DESENE KUSURLU VE KUSURSUZ SORUMLULUĞUN MADDİ ÖDENİĞİ ÜÇ YE?)
Fidye miktarı, sabah ve akşam bir yoksulunun doyumu kadar meblağ..! Kusursuz olsa bile otuz gün veya tutamadığı kadar her gün için yoksul lehine bir fon kaynağı oluşturulmuştur. Bunca oruç tutamayan, yaşlı ve hasta insanlar düşünülünce, fon kaynağının ne kadar büyük meblağlara ulaşacağı açıktır.
(DESENE KUSURLU VE KUSURSUZ SORUMLULUĞUN ORGANİZASYONU)
Keza Savaş esirlerinin kurtarılması için de fidyeden bahsedilir. Bireyin tek başına üstesinden gelemeyeceği, gayri iradi rizikoya uğrayan, kusursuz sorumlu olan esirin kurtarılması için de fidye kavramı kullanılmıştır. İradi sorumluluk…!
Oruç kasten bozma kefareti, Ramazan ayında bilerek yiyip içen yahut eşiyle cinsel ilişki kuran, kusurundan ötürü kefaret seçeneklerinden atmış yoksuluyedirip içirmesi yaptırımından, fon kaynağından oluşur. Bu fonlar, sosyal güvenlik alanında ortaya çıkan boşlukları doldurması açısından ek gelir mahiyetindedir.
(DESENE İRADİ VE GAYRİ İRADİ SORUMLULUĞUN HUKUKİ YAPTIRIMI)
Keza bireylerin iradi yemin kefaretinde “on yoksulun yedirilip giydirilmesi” için zorunlu kılınan fon kaynakları ek sosyal güvenlik ödeneği mahiyetindedir. Öte yandan ihramlıyken, ihram yasaklarının çiğnenmesinden dolayı kefaret seçeneklerinden altı yoksulun doyurulması için oluşturulan fon kaynağı da yoksullara tahsis edilmiş bir ödenektir. İradi sorumluluğun hukuki yaptırımı..!
Kezahatâen adam öldürme kefareti, zihar kefaretinde kefaret seçeneklerinden atmış yoksulun yedirip içirilmesinden oluşan fon kaynakları…! İste Kur’ân’daki bu fon kaynaklarına bakıldığında “yetim, yoksul ve yolda kalmışlar” için fon kaynağı oluşturulması, “mazlum ve mağdurların korunmasına” yönelik bir tedbir/sigorta olduğu görülmektedir.
(DESENE YETİM, YOKSUL VE YOLDA KALANLAR, BAHARI ÖZLERKEN KIŞTA KALANLAR
Bu fon kaynaklarının yoksul, yetim ve muhtaçlar lehine ayrılması, İslâm’ın “özgürlüğe ve sosyal güvenliğe” verdiği önemle ancak izah edilebilir. Bu kefaret fonlarının bir ana fon altında toplanabileceği gibi ayrı ayrı alt fonlar/kalemler altında da toplanabilir.
Keza bu fonların kurumsal bir müessese aracılığı ile dağıtımının yapılmasının önünde maslahat açısından bir sakınca da bulunmamaktadır. Devletin yoksulların hakkını korumak maksadıyla,zenginlerin mallarından fakir için tayin edilen payını alması zenginleri manevi kirlerinden temizlemesi önemli bir tedbirdir.
Devletimiz Diyanet bünyesinde Müslümanlar arasında dereler ve çaylar gibi sosyal güvenliğin açıklarını kapatacak kurumsal yapılanmalara gidilmesi ve bu hizmetin dağılımının yapılmasında bir sakınca olmasa gerektir. Manevi kirlerden temizlenme ancak bu fonların işlevsel hale getirilmesiyle mümkün olabilir.
Saygılarımla.