34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3400783฿%-0.41577
16 Ekim 2024 Çarşamba
Türkiye'de Liyakat ve Vurdumduymazlık Sorunu!..
Sıra kimde?
Gemici'den Alman vatandaşı yurttaşlarımıza: 'Türk Vatandaşlığı İçin Başvurun'
Miço Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!..
Riba, Ülkemizi Vatan mı edinmiş?..
Şeyhliğimi İlan Ediyorum!..
Federico Fellini, İtalyan Sinema Yönetmeni, yapmış olduğu fimlerinde modern çağın insanının; “Arabamı nereye park edeceğim?”, “Tatilimi nerede geçireceğim?” diye iki büyük problemi olduğunu ve bu iki problemin insanlarda büyük strese ve hastalıklara sebebiyet verdiğini söylüyor.
Ayrıca bu çağın refah toplumunda insanların;
– Yiyenler!
– İçenler!
– Sevişenler!
– Yarışanlar diye dört ana grupta toplanabileceğini ve bu dört ana özelliğinde insanları ve toplumları hızlı bir şekilde feci ölümlere ve sonlara sürüklediğini belirtiyor.
Felliniye Göre;
YARIŞANLAR
Bunları, karada, havada, denizde, fezada 30 kmh, 70 kmh, 370 kmh kesmiyor. En hızlı olmak, en ulaşılmaz rekora sahip olmak için en büyük piyesli motorları yapıyorlar, en etkili yakıtları icad ediyorlar, motorla, botla, yelkenliyle, yatla, otomobil, uçak, bisiklet, koşu… herşeyde en hızlı olmalılar. Daha çok antrenman yapabilmek için buz dolu havuz ve küvetlerde olmadık acıya katlanıyorlar. Ve sonunda denizde, karada, havada, uçarken, kaçarken, sürerken, koşarken, kayarken… bir virajı alamıyor, patlıyor, yanıyor, paramparça ölüp terki hayat ediyorlar.
YİYENLER
Bunları helal yemek kesmiyor. Domuz, maymun beyni, gergedan boynuzu, timsah, yılan eti, fil kulağı, bilmem hangi hayvanın yarağı, köpek balığı süzgeci, hayvan veya insan cenini, kan… hülasa karada, havada insan fıtratına aykırı ne varsa onları yiyorlar. Olmadık katkı maddeleri, iştah açıcı kimyasallar icad ediyorlar.. sonunda obez olup çıkıyorlar. Kalp-damar, kanser, diabet vb. hastalıklara yakalanıp ölüp gidiyorlar.
SEVİŞENLER
Kadın-erkek flörtle başlıyor, sonra grup, sonra erkek erkeğe, kadın kadına, olmadı ınsest, olmadı pedofili, o da kesmedi fetişim, zoofili, mazoşizm, nekrofili (cesetle sevişenler), Agalmatophilia, Skopofili, Simparafili… gibi sapkınlığın her türlüsünü yapıp aids, frendi vb hastalıklardan veya tüm deneyimler sonunda olay “bahçivan, aşcı, şoför, uşak, hanımağa, evin beyi” döngüsünü aşıp geri kalan tek haz olan ölümüde tatmak için ruhi bunalımla intihar ediyorlar.
İÇENLER
Su, ayran, şerbet ve meyve suları bunları kesmiyor. Önce Alkolsüz içecekler, sonra bira, şarap, şampanya, rakı, uzo. Bunlar kesmedi mi kokteyl, sigara, puro. Daha da kesmedi esrar, eroin, kokoin, morfin ve envai çeşit uyuşturucu hapları… sonra titreye titreye ..berip gidiyorlar.
TÜRKİYE’DE DURUM NE?
Türkiyemizin refah seviyesi yükseldikçe tüm bu dertler bizide buldu, buluyor, bulacak.
Fellini’nin görüp, tecrübe edemediği ise Türklere özgü “arabamı nereye park edebilirim?” soru ve sorununda “oraya park etme benim evin önü!”, “oraya park edemezsin çek arabanı benim dükkanın önü!”, “ben park ederim, devletin caddesi nerden senin oluyormuş” diye başlayıp “vahşi batı” gibi silahı hızlı çekenin hayatta kaldığı bir ülke olup çıktığımız.
Önceden arabamız, yolumuz yoktu, kavgamızda yoktu. Refah arttı, araba, yollar çoğaldı, herkes silahın alasını satın aldı amma huzur kalmadı! Her gün “bana niye yol vermedin? niye park ettin/ettirmedin? Bana niye korna çaldın?” kavgaları sonucu insanlar katlediliyor!
Bu gidiş gidişse eyer; “yiye yiye, yarışa yarışa, sevişe sevişe, içe içe, vuruşa vuruşa cehenneme gidiyoruz”!