34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3400783฿%-0.41577
&Dünya var olduğu günden beri haklı olan ile güçlü olan mücadelesi sürmektedir?
&Desene hak ile batıl mücadelesi hala sürmektedir.
& Hiç kimse kendisinin de taraf olduğu bir ihtilafın hâkimi olamaz.
&Allah hâkimlerin hâkimi değil mi?
&İnsanlar sahip oldukları hak ve özgürlüklerinin bir kısmını “toplumsal sözleşmeyle” devlete terk ederler.
&Bu devir işlemini, medeni bir toplumda yaşamanın bedeli olarak yaparlar.
&Bu yetki devrini yaparken de devletin, kişiye sıkı sıkıya bağlı, devredilemez ve vazgeçilemez temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına almasını yeğlerler.
& Demek ki devletin otoritesi sınırsız olmayıp bu otoritenin temel haklara karşı mükellefiyeti bulunmaktadır.
&Devlet bu yetkisini Anayasa ve yasalara göre kullanır.
&Bireylerini bilinçlendiremeyen devletler, tarihteki köleliği modern guruplarla sürdürürler. &Bugün tarihteki kölelik yerini, modern grupsal köleliğe terk etmiştir.
& Artık yenidünya eski dünya olmayıp şekil değiştirmiştir.
&Doğal âlemin yasalarını bizler koymuyoruz.
&Bu âlemin kontrol ve denetimi insana ait değildir.
& Doğal âlemin anayasası ve yasası Şârî tarafından konulmuştur.
&Güneş doğar, rüzgâr eser, yağmur yağar.
&Don olur, kar yağar, sel olur.
&Oysa toplumsal düzen kuralları, vahiy kaynaklıdır.
&Vahyin hedefi, yeryüzünde cehaleti yok edip hukuku hâkim kılmaktır.
&Bunun için vahiy, akla ilke verip adaleti temin eder.
&Akil, vahyin işaretiyle yeryüzünde hakkı inşa eder.
&Yeryüzünün imarı için vahiy ve akıl dengesi kurulur.
&Böylece sosyal hayat düzeni kurulur.
&Bu hukukun kaynağı nedir?
&Hiç kuşkusuz vahiydir veya vahiy önderliğinde akıldır.
&İnsan aklinin kavrayamadığı fizik ötesi şeylere ancak itikat eder.
&Devlet kişiler için mi yoksa devlet için mi vardır?
&Devlet mi asıldır yoksa birey mi?
&Bu sorular her daim tartışıla gelmiştir.
&Devlet bireyin mutluluğu için vardır.
&Birey merkezli devlet, halkın özlemidir.
&Devleti veya bireyi kutsamak teraziyi bozar.
& Keza olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol ilkeleri de hep tartışılmıştır.
&K.R.Popper açık toplum düşmanları diyerek felsefesini temellendirmiştir.
&Devlet ve siyaset bilimi üzerine görüş beyan edenler genellikle Farabi, Maverdi, Gazali, Ibn Teymiye ve Ibn Haldun gibi düşünürlerdir.
&Bunlar kurulan Medine site devleti ve anayasasından zımnen etkilenmişlerdir.
&Sosyal siyaset alanında ilk düşünürlerden biri de Farabidir.
& İnsanların küçük birlikler halinde yaşarken devlet örgütü altında toplanmasının gerekçesini açıklar.
&Farabiye göre, bireylerin, devlet örgütü altında toplanmak istemelerinin temel saikı, güvenlik arama arzularıdır.
&İnsanlık, güçlü kabileler arasındaki çatışmalardan artık yorulmuştu.
&Bu yorgunluk onlar için de devlet gibi bir sığınak ve barınak arayışının ürününü doğurdu. &Devlet, adaleti temin için toplumdan aldığı yetkiye dayanarak zayıf ve haksızlıkları bertaraf ettiği bir sistem olarak görülür.
&Farabi bir kurumsal müessese olan devlet ve yöneticiler için de kurallar önermiştir. &Yöneticinin halktan yetki alması zorunludur.
& Devlet, anayasa gibi temel kuralları bulunur.
&Bu anayasa toplumsal sözleşme olarak nitelendirilir.
&Bu toplumsal sözleşme halktan alınan yetkiyle oluşur.
&Devleti idare edecek kişinin de halktan yetki alması zorunludur.
&Halkın devlet örgütüne rıza göstermesinin, yani devletin meşruiyetinin tek gerekçesi devletin vatandaşları arasında adaleti tesis etmektir.
&Devlet başkanı olmak için bu yetkinin rızaya dayanması meşruiyetin kaynağıdır.
&Farabi devlet yönetiminde Medine site devletinin yapışını temel almış olduğu anlaşılmaktadır.
&Maverdi ise devletin varlık sebebinin, hukuku uygulayarak adaleti temin etmek olduğunu söyler.
&Devlet bu yolla halkın huzur ve güvenliğini sağlar.
&Bu hususta herkesi mutlu edecek nassi temel yasalara dikkat çekmiştir.
&Maverdi adaleti dağıtacak hâkimlerin seçiminde liyakat önem vermiştir.
&Gazali ise devletin varlığının gerekçesini, işbirliği ve dayanışmaya, ihtiyaçların daha rahat karşılanmasına, iç ve diş güvenliği sağlamasına bağlar.
&Bireyler, devlet olmadan ne din ne de dünya hayatlarını sağlıklı sürdüremezler.
&Yönetmekle yetkilendirilen kimseler hukuka uymak zorundadırlar.
&Devletin varlığının ve sürekliliğinin temel şartı, yönetimde adalet ve istişaredir.
&Hâkimler ve yöneticiler, halklarına eşit muamele yaparlar.
&Bu sözde veya yazıda değil özde ve uygulamada olur.
&Yoksa gemi su alır, tuz kokar.
&Toplumsalçürüme başlar, devlet, geriye dönüşü olmayan virüs kapar.
& Bireyler, kırmızıçizgileri olan temel hak ve özgürlüklerini de kaybederler.
& Ibn Teymiye ise devletin yönetim şekliyle ilgili naslarda bir beyan bulunmadığını, yönetimde asli unsurun adalet olduğuna vurgu yapmıştır.
&Devlet yönetimi “ehlu’l hal ve’l akd” tarafından alınan kararlarla sürdürülür.
& İbn Teymiye ehlü’l hal ve’l akd’din her kademedeki âkil insanlardan oluştuğunu, bu yetkiyi de biat yöntemiyle gerçekleştirdiğini söyler.
& Keza Ibn Teymiye, yönetimde iki temel ilkeye ‘adalet ve istişareye’ dikkat çeker.
& İbn Teymiye, devlet başkanının Müslim veya gayri Müslim olmasından çok, adil olup olmadığına dikkat çeker.
&Ibn Haldun devletin ortaya çıkmasını ise asabiyete, arti ürün elde etme anlayışına dayandırır.
&Peygamberin bile başarısını asabiyete dayandırır.
&Ona göre işbölümü ve iş taksimi önemli bir ayrıntıdır.
&Ibn Haldun, şehirlerin kurtuluşunu devletin sağlayacağı emniyet, asayiş, hukuk ve adaletle gerçekleştiğini söyler.
&Yönetim modeli öngörmez.
&Yönetim modelinden ziyade yönetimin halkın üzerinde aşırı baskı ve psikolojik dünyalarını ve şahsiyet yapılarının bozulmamasına dikkat çeker.
&Bu devlet baskısının kişilerin hür ve bağımsız bir şahsiyet gelişimine engel görür.
&Kişilerinpsikolojik ve şahsiyetyapılarıüzerindekötü etkilere imkântanınmamalıdır.
& Kanunlar ve devlet organlarının baskısı altında yasayan insanlar, ürkek, korkak ve güvensiz olurlar.
&Ibn Haldun, yönetimde biat, itaatte rıza unsurunun içselleştirilmesini ister.
&Bu bireylerin siyasi rejimi meşru olarak algılamalarına, psikolojik sorunlara yol açmayı da engelleyeceğini söyler.
&Psikolojik yıkıma uğrayan bireyler çalışma ve kazanma azimlerini yitirir.
& Yaşama sevinçlerini kaybederler.
&Bu durum halkın çalışarak yurtlarını imar etme ümitlerini kırar, yurtlarının bayındırlığını iptal ederler.
& Bu durum İslam’ın dünyada ve ahirette mutluluk vadeden yönetimine de ters düşer.
&İslam, birey ve toplumların mutlu ve adil bir dünya kurmasını yeğler..Saygılarımla.
Avrupa’da Yaşayan Afrikalının Tercihi Türk Hava Yolları!..
Avrupa Türkleri Haber Portalı euturkhaber yeni yüzüyle sizlerle!..