DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ÇEYREK ALTIN

5.110,00%0,95

BİTCOİN

3400783฿%-0.41577

Öğle Vakti a 12:55
Amsterdam YAğMURLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Devlet mi haklı yoksa özgürlük mü, kölelik mi asıldır?

  • Prof. Dr. Hadi SAĞLAM

 

&Dünya var olduğu günden beri haklı olan ile güçlü olan mücadelesi sürmektedir?

&Desene hak ile batıl mücadelesi hala sürmektedir.

& Hiç kimse kendisinin de taraf olduğu bir ihtilafın hâkimi olamaz.

&Allah hâkimlerin hâkimi değil mi?

&İnsanlar sahip oldukları hak ve özgürlüklerinin bir kısmını “toplumsal sözleşmeyle” devlete terk ederler.

&Bu devir işlemini, medeni bir toplumda yaşamanın bedeli olarak yaparlar.

&Bu yetki devrini yaparken de devletin, kişiye sıkı sıkıya bağlı, devredilemez ve vazgeçilemez temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına almasını yeğlerler.

& Demek ki devletin otoritesi sınırsız olmayıp bu otoritenin temel haklara karşı mükellefiyeti bulunmaktadır.

&Devlet bu yetkisini Anayasa ve yasalara göre kullanır.

&Bireylerini bilinçlendiremeyen devletler, tarihteki köleliği modern guruplarla sürdürürler. &Bugün tarihteki kölelik yerini, modern grupsal köleliğe terk etmiştir.

& Artık yenidünya eski dünya olmayıp şekil değiştirmiştir.

&Doğal âlemin yasalarını bizler koymuyoruz.

&Bu âlemin kontrol ve denetimi insana ait değildir.

& Doğal âlemin anayasası ve yasası Şârî tarafından konulmuştur.

&Güneş doğar, rüzgâr eser, yağmur yağar.

&Don olur, kar yağar, sel olur.

&Oysa toplumsal düzen kuralları, vahiy kaynaklıdır.

&Vahyin hedefi, yeryüzünde cehaleti yok edip hukuku hâkim kılmaktır.

&Bunun için vahiy, akla ilke verip adaleti temin eder.

&Akil, vahyin işaretiyle yeryüzünde hakkı inşa eder.

&Yeryüzünün imarı için vahiy ve akıl dengesi kurulur.

&Böylece sosyal hayat düzeni kurulur.

&Bu hukukun kaynağı nedir?

&Hiç kuşkusuz vahiydir veya vahiy önderliğinde akıldır.

&İnsan aklinin kavrayamadığı fizik ötesi şeylere ancak itikat eder.

&Devlet kişiler için mi yoksa devlet için mi vardır?

&Devlet mi asıldır yoksa birey mi?

&Bu sorular her daim tartışıla gelmiştir.

&Devlet bireyin mutluluğu için vardır.

&Birey merkezli devlet, halkın özlemidir.

&Devleti veya bireyi kutsamak teraziyi bozar.

& Keza olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol ilkeleri de hep tartışılmıştır.

&K.R.Popper açık toplum düşmanları diyerek felsefesini temellendirmiştir.

&Devlet ve siyaset bilimi üzerine görüş beyan edenler genellikle Farabi, Maverdi, Gazali, Ibn Teymiye ve Ibn Haldun gibi düşünürlerdir.

&Bunlar kurulan Medine site devleti ve anayasasından zımnen etkilenmişlerdir.

&Sosyal siyaset alanında ilk düşünürlerden biri de Farabidir.

& İnsanların küçük birlikler halinde yaşarken devlet örgütü altında toplanmasının gerekçesini açıklar.

&Farabiye göre, bireylerin, devlet örgütü altında toplanmak istemelerinin temel saikı, güvenlik arama arzularıdır.

&İnsanlık, güçlü kabileler arasındaki çatışmalardan artık yorulmuştu.

&Bu yorgunluk onlar için de devlet gibi bir sığınak ve barınak arayışının ürününü doğurdu. &Devlet, adaleti temin için toplumdan aldığı yetkiye dayanarak zayıf ve haksızlıkları bertaraf ettiği bir sistem olarak görülür.

&Farabi bir kurumsal müessese olan devlet ve yöneticiler için de kurallar önermiştir. &Yöneticinin halktan yetki alması zorunludur.

& Devlet, anayasa gibi temel kuralları bulunur.

&Bu anayasa toplumsal sözleşme olarak nitelendirilir.

&Bu toplumsal sözleşme halktan alınan yetkiyle oluşur.

&Devleti idare edecek kişinin de halktan yetki alması zorunludur.

&Halkın devlet örgütüne rıza göstermesinin, yani devletin meşruiyetinin tek gerekçesi devletin vatandaşları arasında adaleti tesis etmektir.

&Devlet başkanı olmak için bu yetkinin rızaya dayanması meşruiyetin kaynağıdır.

&Farabi devlet yönetiminde Medine site devletinin yapışını temel almış olduğu anlaşılmaktadır.

&Maverdi ise devletin varlık sebebinin, hukuku uygulayarak adaleti temin etmek olduğunu söyler.

&Devlet bu yolla halkın huzur ve güvenliğini sağlar.

&Bu hususta herkesi mutlu edecek nassi temel yasalara dikkat çekmiştir.

&Maverdi adaleti dağıtacak hâkimlerin seçiminde liyakat önem vermiştir.

&Gazali ise devletin varlığının gerekçesini, işbirliği ve dayanışmaya, ihtiyaçların daha rahat karşılanmasına, iç ve diş güvenliği sağlamasına bağlar.

&Bireyler, devlet olmadan ne din ne de dünya hayatlarını sağlıklı sürdüremezler.

&Yönetmekle yetkilendirilen kimseler hukuka uymak zorundadırlar.

&Devletin varlığının ve sürekliliğinin temel şartı, yönetimde adalet ve istişaredir.

&Hâkimler ve yöneticiler, halklarına eşit muamele yaparlar.

&Bu sözde veya yazıda değil özde ve uygulamada olur.

&Yoksa gemi su alır, tuz kokar.

&Toplumsalçürüme başlar, devlet, geriye dönüşü olmayan virüs kapar.

& Bireyler, kırmızıçizgileri olan temel hak ve özgürlüklerini de kaybederler.

& Ibn Teymiye ise devletin yönetim şekliyle ilgili naslarda bir beyan bulunmadığını, yönetimde asli unsurun adalet olduğuna vurgu yapmıştır.

&Devlet yönetimi “ehlu’l hal ve’l akd” tarafından alınan kararlarla sürdürülür.

& İbn Teymiye ehlü’l hal ve’l akd’din her kademedeki âkil insanlardan oluştuğunu, bu yetkiyi de biat yöntemiyle gerçekleştirdiğini söyler.

& Keza Ibn Teymiye, yönetimde iki temel ilkeye ‘adalet ve istişareye’ dikkat çeker.

& İbn Teymiye, devlet başkanının Müslim veya gayri Müslim olmasından çok, adil olup olmadığına dikkat çeker.

&Ibn Haldun devletin ortaya çıkmasını ise asabiyete, arti ürün elde etme anlayışına dayandırır.

&Peygamberin bile başarısını asabiyete dayandırır.

&Ona göre işbölümü ve iş taksimi önemli bir ayrıntıdır.

&Ibn Haldun, şehirlerin kurtuluşunu devletin sağlayacağı emniyet, asayiş, hukuk ve adaletle gerçekleştiğini söyler.

&Yönetim modeli öngörmez.

&Yönetim modelinden ziyade yönetimin halkın üzerinde aşırı baskı ve psikolojik dünyalarını ve şahsiyet yapılarının bozulmamasına dikkat çeker.

&Bu devlet baskısının kişilerin hür ve bağımsız bir şahsiyet gelişimine engel görür.

&Kişilerinpsikolojik ve şahsiyetyapılarıüzerindekötü etkilere imkântanınmamalıdır.

& Kanunlar ve devlet organlarının baskısı altında yasayan insanlar, ürkek, korkak ve güvensiz olurlar.

&Ibn Haldun, yönetimde biat, itaatte rıza unsurunun içselleştirilmesini ister.

&Bu bireylerin siyasi rejimi meşru olarak algılamalarına, psikolojik sorunlara yol açmayı da engelleyeceğini söyler.

&Psikolojik yıkıma uğrayan bireyler çalışma ve kazanma azimlerini yitirir.

& Yaşama sevinçlerini kaybederler.

&Bu durum halkın çalışarak yurtlarını imar etme ümitlerini kırar, yurtlarının bayındırlığını iptal ederler.

& Bu durum İslam’ın dünyada ve ahirette mutluluk vadeden yönetimine de ters düşer.

&İslam, birey ve toplumların mutlu ve adil bir dünya kurmasını yeğler..Saygılarımla.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (1)
  • Ali
    1 sene önce
    0 0

    Avrupa Türkleri Haber Portalı euturkhaber yeni yüzüyle sizlerle!..

Sıradaki haber:

Avrupa’da Yaşayan Afrikalının Tercihi Türk Hava Yolları!..

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.