35,0174$% 0.06
36,7897€% 0.19
44,5062£% 0.03
2.976,98%0,12
4.836,00%0,12
3635854฿%-2.38347
– MEHMET KOCAGÖL
Büyük zorluklar altında Türkiye’nin dört bir yanından yaşadıkları coğrafyayı, geçmişini, sevdiklerini geride bırakarak Almanya ya gelen bu insanlar, burada onlarca soruna ragmen ayakta kalmayı başardılar.
Ekmeğini kazanma mücadelesi veren bu insanlarımız, yabancı bir ülkede yıllarca tüm olumsuzluklarla mücadele ettiler.
En büyük sorun, kültürünü, dinini bilmediği, örf, adet, gelenek ve görenekleriyle hiç uyum sağlayamadıkları uzak diyarlarda olmalarıydı.
Yıllarca çalıştıklan işyeri ve fabrikalarının yurtlarında tek başlarına hayata tutunmaya çalıştılar.
Hem yemek çamaşır gibi kisisel ihtiyaçlarını kendi çabalarıyla gideriyor hem de bulunduklar kültüre uyum sağlamaya çalışıyorlardı.
Öyle büyük bir mücadeleydi ki bu, gurbette olmalarının verdiği yalnızlıkla kaderlerine yıllarca rıza gösterdiler.
Anne, baba, kardeş, es ve çocuklarından uzak, onlardan mahrum bir hayatla bütünleşen bu insanlar, yıllarca vatan hasreti çektiler.
Günlük alışverişten bir ev kiralayana kadar onlarca konu için Almanca lisanının bilinmesi gerekiyordu. Tabi buna bağlı olarak hemen birtakım sorular akla geliyor.
Neydi bu sorular?
Nerede nasıl ve ne zaman sorusudur. O tarihlerde revaçta olan en önemli kelime ‘yok’ kelimesiydi.
O tarihlerde ne bir Almanca öğretmeni vardı ne bir lisan öğrenme yeri, ne de lisan öğrenecek zamanları vardı.
Kısacası bu insanlar yıllarca yokluk, imkânsızlık, hasret ve vatan özlemi ile mücadele etti.
İşte onların bu cefa ve sefalet tohumlarıyla ekilen tarlaları bugün bütün Almanya’da yeşerip paha biçilmez bir değere yükselmiştir.
Hiç süphesiz bütün güzelliklere, Allahü Teala bu birinci nesil insanımızı vesile eylemiştir.
Onların mücadele ve sabırlarıyla yoğurulmuş hamurun ekmeğini bugün hep birlikte yiyoruz.
Hani Erzurumlu ibrahim Hakki Hazretleri’ nin güzel bir sözü vardır ya;
Hak şerleri hayreyler, Zannetme ki gayreyler. Arif anı seyreyler, Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler.
Bugün birçok alanda iftihar ettiğimiz çocuklarımız Almanya’y1 yükselen hedefine taşırken, bir diğer taraftan da Türkiye’nin kalkınmasına önemli katkılar sağıyorlar.
Spor dallarında her iki ülke için hedeflerine ulaşıp. hepimize iftiharla milli gururu yaşatıyorlar.
Bu konuda çok sayıda örnek var. Ancak isimlerini saymak istesem onlarca sayfa yetmez.
Birinci nesil insanımızdan bugün çok azı hayatta.
Bu insanlarımızın her iki toplum içinde çok özel bir yeri vardır. Mağduriyet, hasret ve olumsuzluklar ile mücadele ederek Alman ekonomisine katkı sağladılar.
Üstelik elleri öpülesi o insanlar kazandıkları dövizi kurusuna kadar Türkiye’ye gönderip ülkemizin bütçe açıklarına destek olmuşlardır.
Böylesine büyük özveri ile başarıya ulaşan insanlarımıza bir ayrıcalık uygulanması gerekmez mi?
İletişim Başkanı Altun: “Cumhurbaşkanımızın diplomatik çabaları sayesinde vekâlet savaşı aktörleri Suriye’de sürece dâhil olmadı”