34,3509$% 0.36
37,0255€% -0.13
44,5527£% 0.1
2.975,95%0,01
5.000,00%0,04
2608964฿%1.99586
-Vestfalya’daki ulusal seçimlerle ilgili olarak bir aasın açıklaması yapan AVRUPA LALELER KULÜBÜ (EUROPEAN TULIPS CLUB) partilerin şu noktalara yoğunlaşmasını istiyor:
Türk kökenli vatandaşların daha iyi katılımı için 10 maddelik plan sunuyoruz.
Bilinçli bir şekilde hem Türkiye’de hem de Avrupa’da köklü ve yerli olarak, AVRUPA LALELER KULÜBÜ anne ve babamızın ülkesi ile Almanya arasında köprü kurmak istiyor.
Almanya ve Türkiye arasındaki geleneksel dostane ilişkilerin arka planına karşın, sosyal katılımdaki şu gelişmeleri önermek ve desteklemek istiyoruz:
1. Çok Dilli Eğitim ve Eğitim
AVRUPA LALELER KULÜBÜ anaokulundan başlayarak mezuniyete kadar eğitimde çok dillilik talep ediyor. Bu durumda Türkçe ana dil eğitimi sadece insan hakkı değil, aynı zamanda bir takım istisnai fırsatlar da oluşturuyor.
Çocuklar her iki kültürle özdeşleşmenin yanı sıra, eğitim yolunda ve iş piyasasındaki fırsatlarını önemli ölçüde geliştirmek için çok dilli eğitimden keyif almalıdırlar.
Hedef, eğitim ve turizm alanında olduğu gibi ekonomik ve kültürel işbirliğinde Avrupa ile Türkiye arasında köprüler kurmak. Ortak Almancamız dışında başka bir dil kasıtlı olarak “yabancı dil” olarak anılmamalıdır.
2. Çift Vatandaşlık
Çifte vatandaşlık, Türk kökenli vatandaşlar için – yaşına ve nesline aidiyet statüsüne bakılmaksızın bir kural haline gelmelidir.
Hayatın her alanında 60 yıllık bir arada kaldıktan sonra, kendini kanıt meselesi olmalı. Çifte vatandaşlığın tanınması, aktif ve pasif seçim yasası açısından Almanya ile kimliği artıracak ve toplumun refahı için katılımı artıracaktır.
Çifte vatandaşlık ancak bu insanların “çifte kültürel kimliğine” adil olacaktır.
Ancak çok ulusluizmi bir geçiş fenomeni olarak kabul edip kalıcı olarak miras alma fikri inandırıcı değil.
Daha doğrusu gelecek nesillerin asimilasyonunu hedefliyor ve kendini sınırlıyor. Küreselleşmiş dünyanın modern bir toplumunda, çok ulusluluk, insanların kendi yerli ya da sahiplendikleri evlerine ve/veya köken ülkelerine olan bireysel sadakatini sorgulamaz, aksine bu insanların sahte, arabuluculuk, denetleme gelişmesine izin verir ve güçlü köprü çiftçileri.
3.Alman vatandaşlığı olmayanlar için de toplu oy verme hakkı
Almanya’da süresiz ikamet eden AB ülkelerinin vatandaşları gibi Türk kökenli vatandaşlara da aktif ve pasif belediye oy hakkı verilmelidir.
Bu, bu ülke ile özdeşleşmeyi ve siyasi katılımı teşvik eder. Aksi takdirde Türkiye’de halk siyasete yönelir ve yavaş yavaş yerel toplumdan yabancılaşır.
4. İslami Dini Cemaatler için Kamu Hukuku Firması
Müslümanları* ve dinlerini devletin dini cemaatleri tanıdığı gibi yasal olarak eşit seviyeye yükseltmek için, AVRUPA LALELER KULÜBÜ, menfaat temsilcileri için “kamu hukuk kurumunun statüsü” talep ediyor.
Devlet okullarında İslam dini dersleri, imamların ve din hocalarının özgün yetiştirilmesi, refah ve devletle işbirliğinin gerekli olduğu tüm alanlarda diğer kurumlar gibi bu seviyeye çıkaracaktır d dini cemaatler.
5.Mezunların tanınması
Almanya’nın iyi eğitimli profesyonellere ihtiyacı var. Bu ihtiyacı karşılamak için Türkiye’den dereceler mümkün olduğunca karmaşık, bürokratik olmayan ve teknik olarak uygun tanınmalıdır.
Eksikler durumunda etkilenenlere kale ve daha ileri eğitim tedbirleri yoluyla derecelerde eşitliğe ulaşma fırsatı verilmelidir. Almanya’nın da Türkiye’nin de galip çıkabileceği bir kazan-kazan durumu olur.
6. Sözde ilk kuşağın kültürel olarak duyarlı refah bakımı ve takdiri. Misafir işçiler
Sözde olanın yanında. Almanya’nın güçlü refah ve sosyal bir devlet haline gelmesinin önemli bir kısmı sözde birinci kuşak temsilcilerinin “davul kadınları” “Misafir işçiler” olması. Sözde kişinin paylaşımı.
Yaşlılık çağına gelmiş ya da önemli bir kısmı ölmüş olan “Misafir işçiler”, henüz yeterli takdir görmedi. Bu insanlar özel saygımızı hak ediyor. Uygun kültüre duyarlı konut formlarını yaşlandırmalarına izin verilmelidir.
Bu nesil Türkiye’de sınırsız tıbbi malzeme ve bakım almalı ve kurtarıldıktan sonra bürokratik çaba göstermeden orada durabilir.
7. Benzer kültürel geçmişe sahip koruyucu ailelerde yabancı kökenli çocukları eğlendirmek
Yabancı uyruklu çocuklar için ilgili kültür çevresinden bakıcı ailelere verilmesi çocuklar için önemli faydalar sağlayabilir.
Koruyucu ebeveynlerin Almanya’da yabancı kökenli insanlar olarak kendi deneyimleri var. Belirli kültürel ve dini bilgiye sahip olmayı tercih ettikleri için köken aile tarafından daha yüksek bir kabul görmeleri muhtemeldir.
8. Hardcase Komisyonu’na Müslüman temsilcilerin katılımı
Bremen ve Aşağı Saksonya’daki İslam dini cemaatlerinin temsilcileri için Hardfall Komisyonu’nda bir koltuğu olan model genişletilmeli ve ülke çapında uygulanmalıdır.
Zor zamanlarda insanların hassasiyeti geniş bir şekilde değerlendirilmesi ise, dini yönlerin bakış ve göz önünde bulundurulmasında zenginleşmeye yol açabilir. Bu durum hem etkilenenler hem de komisyon üyeleri için geçerlidir.
9. Müslüman inanç mensupları yayın kurullarında
Ülke çapında yayın istasyonlarına üye gönderilmesinde, Müslüman temsilcilerin “önemli siyasi, laik ve sosyal bir grup” olarak katılımları doğru düşünülmelidir. Buldum.
10. Almanya’da Alman – Türk Üniversitesi
İstanbul’daki Türk – Alman Üniversitesi’nin kolyesi Almanya’da planlandığı gibi Alman – Türk Üniversitesi olarak piyasaya sürülmeli.
Köln Üniversitesi hukuk alanında Almanca – Türkçe – Lisans gibi bireysel fakülteler uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve istikrarlı bir şekilde sürdürülmesinde öncüdür.
Bugünün öğrencileri yarının karar alıcıları arasındadır ve bu sayede gelecekte ilişkilerin geliştirilmesine ve istikrarlı hale getirilmesine katkı sağlayacaktır.
Gürcistan'da 9 Mayıs Zafer Bayramı kutlandı