Dün gece Berlin Senatosu Katılım Meclisi toplantısına Hakan Yazanel bey kardeşimizle Berlin’deki STK’ları temsilen Berlin Türk Cemaati olarak katıldık ki ikimizde 4 yıllığına bu kurulda üyeyiz (Hakan kardeşim asil, ben yedek) ve ben yedek üye olmama rağmen aynı zamanda bu meclisin 3 daimi sözcüsünden biriyim.
Toplantıda eski yeni Eyalet ve Merkez Hükümet Milletvekilleri ve halen görevde olan Berlin İlçe Belediye Başkanları ve üstdüzey bürokratlar vardı.
Tüm Milletvekilleri, belediye başkanları ve tüm üstdüzey bürokratlar;
1. Toplantıya ya kendi özel arabalarıyla ya da toplu taşıma araçlarıyla geldiler,
2. Hiçbirinin şoförü, koruması, danışmanı, partilerin il veya ilçe başkanı veya yönetim kurulu üyelerinden biri veya encümenlerden biri, yalakası, soytarısı, iş, aş, torpil isteyen kimse yanında yoktu,
3. Gayet mütevazi giyimliydiler, hepsine alıcı gözle baktım, hiç ama hiçbirinde yeni takım elbise yoktu, enaz 5-10 kez yıkanmış elbiseler üzerlerindeydi,
4. Hiçbiri “ben iktidar veya anamuhalefet Milletvekiliyim veya koskoca Tempelhof – Schöneberg ilçe belediye başkanıyım veya koskoca Şehircilik Senatörü Temsilcisi ve Müdürüyüm” havasında değillerdi,
5. Hepsi sıradan bir memurun gündemi sunmasına, oturumu yönetmesine karşı çıkmadı, gündemin akışına müdahale etmedi, 18:30- 21:00 arası toplantı saatine uymamazlık, erken gitmekte vs bulunmadı,
6. Hiçbiri ben ve 2 bayan arkadaşımdan oluşan Sözcülere veya düğer kurul üyelerine”bizler buraya 100 binlerce halkın oyuyla geldik, sizler 600 kişi arasından 5-6 yüz oyla seçildiniz, bizim yanımızda konuşamazsınız, bize söz vermek veya vermemezlik yapamazsınız veya bizim yanımızda sizlerin esamesi mi olur veya bu tüzük ve kuralların belirlenmesinde nasıl sizin oyunuzla bizim oyumuz aynı olabilir” demedi (Ankara-İstanbul belediye meclislerinde milyonlarca oy almış ilçe belediye başkanlarına yapılan söz vermeme, mikrofonun sesini kesme, hakaretle hitap etme gibi olayları görünce aradaki farkı kıyaslayamıyorsun).
7. Ben bile zaman zaman telefonuma gelen mesajlara bakmama rağmen hiçbiri toplantı anında telefonuyla görüşme ve mesajlaşma yapmadı, hatta çoğu telefonunu dahi çıkarmadı.
8. Düşünüyorumda böyle bir toplantı Berlin’de değilde Ankara’da olsaydı ve Altındağ, Çankaya vb hangi partiden olursa olsun bir ilçe belediye başkanı oraya gelseydi acaba yanında nasıl bir ekip, kendinde nasıl bir hava olurdu?
9. Siyasetle ilgilenmeme, Berlindeki her seçime seçmen olarak katılmama rağmen birçok ilçe belediye başkanını ismen dahi bilmediğimi farkettim. Ama Türkiye’deki vatandaşlarımızın il ve ilçelerindeki belediye başkanlarının ve Milletvekillerinin alayını ezbere bildiklerinden eminim. Acaba neden? (Cevap bende varda herkeste bir düşünsün)!
10. Toplantı çıkışında hiç kimse Milletvekilinin veya Belediye başkanlarıyla Bürokratların yolunu mahallenin, köyün yollarının yapımı, atamalar, iş, aş, torpil istemek için kesmedi, bir talepte bulunmadı.
11. Bu kadar önemli kişilerin katıldığı toplantıda ikram olarak sadece sürahilerle su ve peynir ve salamlı dilimli ekmekler vardı. Çay, kahve, meşrubat ve alkol ikramı yoktu. Yani toplam ikram maliyeti 100 Avroyu bulmamıştır.
12. Almanya’nın Başkenti Berlinde hiçbir belediye başkanı, senatör, milletvekili, bürokrat kim olursa olsun devlet kesesinden misafirine balık, antrikot, şarap şampanya ısmarlayamaz, parti başkanım, bakanlar, vekiller, il başkanım ve heyeti, misafirler geldi diye değil 50 bin, bin veya 500 Avro dahi yemek parası ödeyemez!
13. Hiçbir Senatör, Vekil, Belediye Başkanı, Bürokrat Cumhurbaşkanı parti başkanı, başbakan, bakan, enerji piyasası kurulu başkanı, yok bilmem kim geldi diye işini bırakıp tüm ekibiyle onu karşılamaya gitmez, konvoy yapmaz, işverenlerden, halktan ve hatta kendi partililerinden dahi bunu yapmasını istemez, isteyemez,,
Çünki herkes görevi ne olursa olsun bilirki bütçesindeki her kuruşun yeri bellidir, harcama yaptığında hesabı çetin olur, hesabı muhakkak sorulur ve çalışanların iş için ayrılmış zamanından da kimse için fedakarlık yapılamaz çünki bunun bir milli servet olduğu bilinir ve zayi edilmez, edilmesine kimse müsaade etmez ve öyle abestir ki o konuda kimse talepte dahi bulunmaz.
Şimdi siz bunu alın, Türkiye’de nereye koyarsanız koyun.
Ne iktidar, ne muhalefet ne de muhalefet dahi olamamış isimsiz partilerde durum nedir düşünün. Bu konuda A.B.C… Z partisi farkı yok.
Yok birbirimizden farkımız, çünkü bu hususta biz hala 3. dünyadayız.
