Kerkük'te Sultan Abdülmecit döneminde yaptırılan Mecidiye Camisi'nde “iftar sofrası” geleneği

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KERKÜK (AA) – ALİ MAKRAM GHAREEB – Irak'ta Osmanlı döneminden kalan halka açık iftar sofraları kurma geleneği Kerkük kentinde Sultan Abdülmecit döneminde inşa edilen Mecidiye Camisi'nde devam ettiriliyor.

Kerküklü tarihçi, araştırmacı ve yazar Necat Kevseroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Mecidiye Camisi'nde 177 yıldır iftar sofrası kurulur ve Osmanlı geleneği sürdürülür." dedi.

Kevseroğlu, caminin Sultan Abdülmecit döneminde inşa edildiğini, iftar sofrası geleneğinin ise 2. Abdülhamit döneminde 1845'ten itibaren başlatıldığını belirtti.

Bu tarihte caminin Şeyhi Abdurrahman Zengene tarafından verilen dilekçe üzerine bu uygulamanın hayata geçtiğini aktaran Kevseroğlu, şunları kaydetti:

"Camide fakir, yolcu, yüzlerce derviş ve seyyahlar eksik olmuyordu. Bu durumu, dönemin cami Şeyhi Abdurrahman Zengene'nin bir dilekçe ile aktarması üzerine, Bağdat'taki Abdulkadir Geylani Vakfı tarafından burada da Taamiye (Aşevi) uygulaması için aylık 500 kuruş tahsis edildi. Bu uygulama dahilinde ramazanlarda da iftar sofraları kuruldu."

– "Burası adeta herkesin evi ve kimsesizlerin sığınağı"

Halk arasında "Mecidiye (Büyük) Tekkesi" olarak da bilinen caminin bugünkü Şeyhi Yusuf Zengene, burada yıllardır kesintisiz şekilde her ramazan iftar sofraları kurulduğunu söyledi.

Ramazan boyunca iftar sofraları kurulmasının bir Osmanlı geleneği olduğunu dile getiren Zengene, buranın adeta herkesin evi ve kimsesizlerin sığınağı olduğunu ifade etti.

Zengene, özellikle Şeyh Abdurrahman Zengene döneminde aşevindeki ocağın hiç sönmediğini ve sürekli yemekler pişirildiğini anlattı.

– Camide iftar sofraları eksik olmuyor

İftara katılan 75 yaşındaki Cevdet Türk Memed, çocukken babasıyla buradaki iftar sofralarına katıldığını söyledi.

Camide hiçbir ramazanda iftar sofrasının eksik olmadığını vurgulayan Memed, bu geleneğin hala devem etmesinin kendisini son derece mutlu ettiğini dile getirdi.

Memed ayrıca, iftar sofrası geleneğinin sürdürülmesinde imkan sahibi hayırseverlerin ve bağışçıların büyük rolü olduğunu belirtti.