35,1736$% 0.19
36,4758€% 0.11
43,9118£% -0.22
2.937,88%0,27
4.795,00%0,20
3432855฿%-2.8851
MALATYA (AA) – Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Yaklaşık 500 bin öğretmenimizin uzman öğretmen sürecine dahil olabilme ihtimali var. Umut ediyorum ki tüm öğretmenlerimiz bu süreçte başarılı olur ve öğretmenliğin meslek kavramının kendilerine tanımış olduğu haklarından da yararlanmış olur." dedi.
Malatya'da Erman Ilıcak Fen Lisesi'nin açılış töreninde konuşan Bakan Özer, iş insanı ve Rönesans Eğitim Vakfı Başkanı Erman Ilıcak'ın, babasının rahatsızlığı nedeniyle açılışa katılamadığını belirterek Bekir Ilıcak'a geçmiş olsun dileklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 19 yılda eğitimin tüm kademelerinde devasa bir seferberlik yaşandığını, tek eksik kalan kısmın ise okul öncesi eğitim olduğunu ifade eden Özer, bu sene 3 bin yeni anaokulu, 40 bin de yeni ana sınıfını hizmete alacaklarını söyledi.
Ortaöğretimde 2000'li yıllarda yüzde 44 olan okullaşma oranının bugün yüzde 90'lara, okul öncesi okullaşma oranının yüzde 14'den yüzde 90'a, yüksek öğretimdeki okullaşma oranının da yüzde 14'lerden yüzde 45'lere yükseldiğini aktaran Bakan Özer, 81 ilde, tüm ilçelerde kapsamlı eğitim yatırımlarının bulunduğunu kaydetti.
2000'li yıllarda orta öğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranının yüzde 37,8 olduğunu, şu anda ise yüzde 88'e yükseldiğini dile getiren Bakan Özer, "Hemen hemen bütün kız çocuklarımız eğitimle buluşabiliyor. Asıl çarpıcı olan şey yüksek öğretim. 2000'li yıllarda kadınlarımızın yüksek öğretimdeki okullaşma oranı sadece yüzde 11'idi, bugün yüzde 48,7 ve erkeklerin yükseköğretimdeki okullaşma oranı yüzde 40'lar seviyesinde. Yani Türkiye kız çocuklarını okula kavuşturma ile ilgili problemleri son bir yılda çözmüştür." dedi.
Okullaşma oranını artırırken kaliteyi de hiçbir zaman göz ardı etmediklerini vurgulayan Özer, şunları kaydetti:
"Burada iki tane kritik nokta vardı. Bir derslik başına düşen öğrenci sayısı, biri de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı. Çünkü siz eğitimde kitleselleşmeyi sağlarken, öğrenci sayısını arttırırken eğer öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azaltamazsanız eğitimde kaliteyi sürdürülebilir kılmanız mümkün değil.
2000'li yılların başında eğitim sistemimizde yaklaşık 500 bin öğretmenimiz vardı. Bugün 1,2 milyon öğretmenimiz var. Şu andaki eğitim sistemimizdeki öğretmenlerin yüzde 75'i son 19 yılda eğitim sistemine dahil oldular. Yaklaşık 729 bin öğretmenimiz son 19 yılda eğitim sistemine dahil olarak bu süreçlerde aktif olarak rol oynadılar. Burada da ciddi bir iyileşme var. Cinsiyet ayrımcılığı açısından 2000'li yıllarda 500 bin öğretmen varken bu öğretmenlerimizin sadece yüzde 40'ı kadın öğretmenlerimizken bugün 1,2 milyona ulaşmasına rağmen bu kadar devasa bir kitleye sahip olmasına rağmen eğitim sistemimizde bu oran yüzde 59'a çıkmıştır. Eğitim denildiği zaman en büyük bütçeyi her zaman eğitime ayıran, eğitime özel vakit ayıran, tüm dertlerimizi dinleyen ve her zaman taleplerimizi yerine getiren Sayın Cumhurbaşkanı'mıza verdikleri desteklerden dolayı öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, tüm veliler adına şükranlarımı sunuyorum. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı'mız gibi bir lider olmasaydı gerçekten bu 19 yıldaki, eğitimdeki devrimsel dönüşümün gerçekleşme ihtimali yoktu."
– "Derslik başına düşen öğrenci sayısını da OECD ortalamalarına yaklaştırdı"
2000'li yıllarda okullaşma oranının çok düşük olduğunu kaydeden Özer, öğrencilere seslenerek, "Sizin mahalledeki arkadaşlarınızın ancak bir kısmı okullara erişebiliyordu. Bu kadar sıkıntı olmasına rağmen o erişimin olmadığı dönemde hem derslik başına düşen öğrenci sayısı, hem de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bugünkü rakamdan çok daha yüksekti. Yani Türkiye bir taraftan eğitimde kitleselleşmeyi sağladı ama aynı zamanda kaliteyi göz ardı etmeden, merkeze alarak öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayısını da OECD ortalamalarına yaklaştırdı, hakikaten bu büyük bir başarı. Biliyorsunuz ülkelerin en kalıcı, sürdürülebilir sermayesi beşeri sermayesi. Hamdolsun bu beşeri sermayenin niteliğinin artması için son 19 yılda, 20 yılda devasa yatırımlar yapıldı." diye konuştu.
Özer, açılış töreninde bulunan Rönesans Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferit Seyfi Yağmuroğlu'na dönerek, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak size 81 ilde birer tane arsa verelim, 81 ilde süre size bağlı, nasıl takdir ederseniz ona göre anaokulu yapalım. Gerçekten bu seferberliği hep birlikte yürütelim. İlk anaokuluna da Erman Bey'in ilçesi olan Darende'den başlayalım." dedi.
Yağmuroğlu, ellerinden gelen desteği vermeye çalışacaklarını söyledi.
Kovid-19 sürecindeki gayretleri için öğretmenlere de teşekkür eden Bakan Özer, öğretmenlere özel bir kanun özleminin 14 Şubat 2022'de gerçekleştiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Dün itibarıyla yönetmelik çalışması ile ilgili tüm paydaşlardan STK'lardan, sendikalardan görüşleri aldım. İnşallah önümüzdeki hafta itibarıyla da bu yönetmeliğin yayınlanması ile ilgili süreci başlatacağız. Böylece uzman öğretmenlik ile ilgili ilk adımı atmış olacağız. Yaklaşık 500 bin öğretmenimizin uzman öğretmen sürecine dahil olabilme ihtimali var. Umut ediyorum ki tüm öğretmenlerimiz bu süreçte başarılı olur ve öğretmenliğin meslek kavramının kendilerine tanımış olduğu haklarından da yararlanmış olur. Eğitim sistemimiz artık öğretmenine destek veren, öğretmenliğin mesleki gelişimi ile ilgili tüm taleplerini yerine getiren yeni bir yaklaşımla öğretmenlerin yanında yer almaya devam edecek."
Bakan Özer, konuşmaların ardından 43 dönüm alanda yapılan 20 derslik, laboratuvarlar, toplantı salonu ve spor salonunun yer aldığı Erman Ilıcak Fen Lisesi'nin açılışını protokol üyeleriyle birlikte yaptı.
Özer, daha sonra beraberindekilerle okulu gezdi.
Milli Eğitim Bakanı Özer, Malatya'da eğitim değerlendirme toplantısına katıldı: