Yurt dışında 55 yıldır aidiyet duygusu ile yaşayan İlhan KARAÇAY soruyor:
Vatandaşlık hakkını kaybetmemiş olan yurttaşlarımız, neden yaşadıkları yerlerden seçilemiyorlar?
Yurtdışında yaşayan 10 milyona yakın vatandaşımızın temsiliyet hakkı neden verilmiyor?
Bireylere aidiyet duygusunu aşılayacak olan ‘siyasi katılım’ sağlanamazsa, vatandan uzaklaşmaya ve yabancılaşmaya yol açılmayacak mı?
Normal şartlarda 2023’te yapılması beklenen, ne var ki, muhalefet partilerinin ‘hemen’ yapılması istenen, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler hakkındaki tartışmalar sürerken, yurtdışında yaşayan on milyona yakın yurttaşımızın, yıllardır beklediği ‘seçilme hakkı’, yine unutulacağa benziyor.
‘Seçilme hakkı’ndan kastım, tabii ki ‘Yurtdışı Seçim Bölgesi’ oluşumundan doğacak olan seçilme hakkıdır. Yani, yaşadığı yerden seçime katılım hakkı.
Hatırlanacağı gibi, Almanya’da yaşayan ‘19 Mayıs Türkiye Gençlik ve Halk Kültür Merkezi’ (TÜRGEM) yöneticisi Remzi Uysal, 27 Aralık 2006 tarihinde ‘yurt dışından oy hakkı’ için, Ankara 13’üncü İdari Mahkemesi’nde dava açmış, 13 Temmuz 2015’te de ‘Yurtdışı Seçim Bölgesi’ oluşturulmadığı için, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nı ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nı şikâyet etmişti.
Remzi Uysal, bu girişimin yıllar önce yapılmış olması gerektiğini savunurken şunları anlatıyordu:
‘Yurt dışında yaşayan bu insanlarımıza Türkiye’deki seçimlere pasif ve aktif olarak katılma, yani hem oy kullanma hem de seçilme hakkı verilmesi tartışmaları yıllar önce başladı.
Yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkını resmen kazandı.
Ancak çeşitli bahanelerle pratikte uygulanmaya konulmadığı için bizlerin bu anayasal hakkı yıllarca sadece kâğıt üzerinde kaldı.
Sadece gümrük kapılarında oy kullanma imkânı sağlandı. Yani, T.C. Anayasası yıllarca ihlal edildi.
Hem de göz göre göre…
2008 yılında yeni bir düzenleme yapılarak yurt dışında yaşayan Türklere bulundukları ülkelerde kurulacak sandıklarda veya mektupla oy kullanabilmeleri yolu açıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi, aile üyelerinin ve sosyal çevrelerin etkileyebileceği gerekçesiyle mektupla oy kullanmayı iptal etti.
Yurt dışındaki Türkler ilk kez 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bulundukları ülkelerdeki Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinde kurulan sandıklarda oy kullandı. 2015 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde de öyle.’
Ahmet Külahçı kardeşim bakınız bu konuda ne yazmış:
‘
Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların dünyayı yeniden keşfetmelerine gerek yoktur.
Fransa, İtalya, Hırvatistan, Cezayir, Portekiz, Mozambik, Ekvator, Kolombiya, Tunus, Makedonya, Dominik Cumhuriyeti ve Romanya’nın yanı sıra daha birçok ülke, yurt dışında yaşayan vatandaşlarına hem seçme hem de seçilme hakkını çoktan hayata geçirmiştir.
Hem de yurt dışında yaşayan vatandaşları için kontenjan bile ayırmıştır.
Yurt dışında yaşayan Türklerin anavatan ile bağlarını, dil ve kültürlerini korumalarını ve sürdürmelerini Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların da gönülden arzu ettiklerinden kimsenin şüphesi yoktur.
Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 2015 yılındaki TBMM seçimleri öncesi ‘yurt dışının seçim bölgesi’ olması sözü vermişlerdi.
Hatta yurt dışından aday gösterilen ve TBMM’ye giren AKP eski milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 9 Kasım 2016 tarihinde bir açıklama yaparak, tekliflerinde yurt dışında Türkler için TBMM’de 15 kişilik bir kontenjanın yer aldığını bile söylemişti.
CHP’nin planında 30 kişilik bir ‘yurt dışı kontenjanı’ bile vardı.
Yapılan araştırmalar, yurt dışında seçim bölgesi olması halinde, yurttaşlarımızın en az 35 milletvekiliyle TBMM’de temsil edilmesi ortaya konulmaktadır.
O halde zaman harekete geçme zamanıdır.
Anayasadaki eşitlik ilkesinden yola çıkarak, yurt dışında yaşayan Türkler, bu en doğal anayasal haklarına kavuşmak için bir araya gelmelidir.
Hem de hiç zaman kaybetmeden.’
Ne dersiniz Ahmet Külahçı dostum haklı değil mi?
YURTDIŞINDAN 35 TEMSİLCİ
Çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalara göre, ‘Yurtdışı Seçim Bölgesi’ uygulanmaya başlandığı takdirde, Almanya’dan 14 Milletvekili, diğer Avrupa ülkelerinden (Balkanlar dahil) 14 milletvekili, ABD ve Kanada’dan 2 milletvekili, Avustralya, Ortadoğu, Afrika, Orta Asya ve Uzak Doğu’dan da birer milletvekili Ankara’da yerlerini alacaklardır.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ GÖRÜŞLERİ
Yurtdışındaki Sivil Toplum Kuruluşları’ndan yapılan açıklamalarda ‘Yurtdışı Seçim Bölgesi’ konusunun önemine değinilirken, genellikle şunlar söylenmektedir:
‘Demokratik yaşamın sağlam temeller üzerine kurgulanabilmesi, siyasal katılım süreçlerine odaklanılmasını zorunlu kılmaktadır.
Vatandaşlarının bir kısmına çeşitli nedenlerden ötürü siyasal katılım imkânı sunamayan bir ülkede, toplumsal birliktelik ve bütünlüğün zedelenmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Ülkenin geleceğinin belirlenmesine katkı noktasında, bireylere aidiyet duygusu aşılayacak olan siyasal katılımın eksik bırakılması, yabancılaşmaya ve uzaklaşmaya neden olmaktadır.
‘Zamanın kısalması ve mekânın daralması’ olarak nitelenen küreselleşme sürecinde, ülke vatandaşlarının mobilize hale gelmesi, siyasal katılım sürecine de etki yapmaktadır.
Büyük çoğunluğu 1961 yılında imzalanan işgücü anlaşması çerçevesinde olmak üzere, Türk vatandaşlarının da son yarım asırdır önemli ölçüde mobilize hale geldiği bilinmektedir.
2021 yılı itibariyle yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı 10 milyona yaklaşmaktadır.
Birçok ülke nüfusundan dahi kalabalık bir kitle haline gelen yurt dışı Türkler, isteklerinin kulakardı edilmemesini istemektedirler.
Yurt dışı Türklerin kendi oyları ile doğrudan temsil edilmelerinin, daha adil ve demokratik bir ortam oluşturması, nüfusla doğru orantılı paylaştırılan vekil sayısı ile sağlanmalıdır.
Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını temsilen 35 milletvekili belirlenmesi uygun görülmektedir.
Bu milletvekilleri seçim çevresi olarak ülke geneli için tespit edilen ve halen uygulanan 600 milletvekili sayısının içinde değerlendirilebileceği gibi, 600 milletvekiline ilave olarak da hesaplanabilir.
SAADET AVRUPA BAŞKANI DA BASTIRIYOR
Yurtdışı Seçim Bölgesi oluşturulması için yükselen seslerden biri de Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel’den yükseldi.
Temel, gurbetçi vatandaşların sesinin duyulamadığına dikkat çekti.
Kendisinin de yurt dışında yaşayan bir vatandaş olarak, bu sorunları gördüğünü ve başkanlığını yürüttüğü Saadet Avrupa ile konuya ilişkin bir çalışma düzenlediğini belirten Temel, gurbetçi vatandaşların adil bir temsiliyete sahip olamadığına vurgu yaptı.
TEMSİL SORUNU YAŞANIYOR
Temel, genel seçimlerdeki temsiliyet sorununa vurgu yaparken şu ifadeleri kullandı:
Demokrasinin ayırt edici temel özelliklerinden birisi de, toplumun farklı kesimlerinin devlet nezdinde temsil edilebiliyor olmasıdır.
Demokrasilerde meşruiyetin yolu, temsiliyet vasıtası ile çoğulculuğun sağlanmasından geçmektedir.
Türkiye için durum göz önüne alındığında, demokratik katılımın önündeki en önemli hususlardan biri, yurt dışındaki seçmenlerin temsil edilmesi sorunudur.
Yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temsil sorunu, demokrasimiz için bir problemdir.
ÜÇ MİLYONUN SESİ DUYULMUYOR
Üç milyonun üzerinde yurt dışı seçmeni ile Türkiye, bu alanda birçok ülkeden farklılaşmaktadır. Mevcut sistemde yurt dışında yaşayan vatandaşların TBMM’ye temsilci göndermesi ise mümkün değildir.
Saadet Avrupa Başkanı Temel, sadece sorunları tespit etmediklerini ve çözüm yolunu bulduklarına da dikkat çekti ve çözüm yolunu şöyle sıraladı:
YURT DIŞI SEÇİM ÇEVRESİ OLUŞTURULMALI
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın parlamentoda temsil edilme hakları, hakkaniyet gereği, yurt içindeki vatandaşlarımızla eşit olmalıdır.
Buna göre, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne doğrudan temsilci göndermesi için yurt dışı seçim çevresinin oluşturulması müzakere edilmelidir.
SEÇME VE SEÇİLME HAKLARINA RİAYET EDİLMELİ
Yurt içi ve yurt dışındaki vatandaşlarımızın temsilini eşit bir biçimde sağlamak için gerekli yasal değişiklikler gerçekleştirilerek yurt içinde milletvekili başına düşen seçmen sayısının yurt dışında da hesaplanması; buna göre yurt dışı milletvekili sayısının belirlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca yurt dışı milletvekillerinin seçiminde sayıları 1 milyonu aşan mavi kartlıların da seçme ve seçilme hakkına riayet edilmelidir.
Yurt dışı seçim çevresi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarının tespiti ve çözümü için bir zorunluluk halini almıştır.
Zira yurt dışındaki vatandaşlarımızın gündemi farklı bir mesai gerektirmektedir.
Hem siyasal katılımı artırmak, hem ülkeye aidiyeti güçlendirmek, hem de vatandaşlarımızın bir gereklilik olarak temsilini sağlamak için, yurt dışı seçim çevresi bir zorunluluktur.’’
Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel ayrıca, bu konunun takipçisi olacaklarını ifade etti.
Temel, Saadet Avrupa olarak seçimler dönemine kadar bu sorunun halledilmesi için çalışacaklarını belirtti.
TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMLERE KATILIM
Diasporaların kendi anavatanlarındaki seçimler için oy kullanmaları 150 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Bilinen ilk yurtdışı oy, 1862’de Wisconsin eyaletinde yapılan seçimler sırasında Amerikan İç Savaşı nedeniyle cephede bulunan askerler tarafından kullanılmıştır.
Avustralya 1902; Birleşik Krallık 1918, Norveç 1921, ABD 1942 ve Kanada 1994’de yurtdışında oy kullanmayı yasal hale getiren ilk ülkelerdir.
Günümüzde, yurtdışından oy kullanmayı yasalarla düzenleyen 120’den fazla ülke bulunmaktadır.
Bu ülkelerin büyük kısmında yurtdışında oy kullanma; sandık kurma, posta ya da e-mail yoluyla hayata geçirilmiştir.
Türkiye’de ise yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız tarihte ilk kez 2014 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylarını kullanmıştır.
Gümrük kapılarında oy kullanma işlemi hem fazla rağbet görmüyor ve hem de zahmetliydi.
Zahmetliydi, zira fanatik gruplar, yığınlar halinde yurdun giriş kapılarına geliyor ve oy kullanıyorlardı. Üstteki fotoğrafta, Kapıkule sınır kapısında ilk oy kullanışım görülüyor.
Gümrük kapılarında oy kullanmanın hem masraflı hem de uzun yol şartları nedeniyle zahmetli bir iş olması dolayısıyla yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın seçimlere katılım oranları şimdiye kadar oldukça düşük seyretmiştir.
2012’de yapılan düzenlemeyle yurtdışında oy kullanma imkânı hayata geçirilmiştir.
2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan yurtdışı seçmen sayısı 530 bin iken, 7 Haziran 2015 Seçimlerinde 1 Milyon 56 bin, 1 Kasım 2015 Seçimlerinde 1 Milyon 300 bin, 16 Nisan 2017 Referandumunda 1 Milyon 400 bin, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinde 1 Milyon 525 bin kişiye ulaşmıştır.
Bu veriler, yurtdışı seçmenlere yerinde oy kullanma hakkının verilmesiyle birlikte siyasal katılımın her geçen yıl daha da yükseldiğini ortaya koymaktadır.
Seçimlerdeki yüksek katılım vatandaşlarımızın anavatana olana aidiyetlerini ve ilgilerini göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Bunun yanı sıra, yurtdışı seçmenlerin bulundukları ülkelerde oy kullanabilmesi vatandaşlarımızın Türkiye siyasetine yön verebilmesine, beklenti ve taleplerinin gündeme gelmesine de imkân sağlamaktadır.
Yurt dışında oy kullanma hakkımı ilk kez 2015 seçimlerinde kullanmıştım. Hollanda’nın çeşitli kentlerinde kurulan oy kullanma merkezlerinde, alınan sıkı önlemler içinde oylarımızı kullanmıştık.
YUTDIŞINDA OY KULLANMA
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde oy kullanabilmeleri için öncelikle “Yurtdışı Seçmen Kütüğü”ne kayıtlı olmaları gerekmektedir.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Milletvekili Seçimleri ve Halkoylamaları öncesinde, belirlediği seçim takvimine göre seçmen listelerini ilan etmektedir.
Yurtdışındaki vatandaşlarımız, YSK tarafından belirlenen ve ilan edilen tarih aralığında internet sitesi (www.ysk.gov.tr) üzerinden “Yurtdışı Seçmen Sorgulama” kısmından yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı olup olunmadığını sorgulayabilmektedir.
Eğer yurtdışında ikamet edilmesine rağmen kütüğe kayıtlı olunmaması halinde, yine YSK tarafından ilan edilen tarihler arasında ve belirlenen yöntemle nasıl kayıt olunabileceği bildirilmektedir.
Yurtdışı Seçmen Kütüğüne kayıtlı vatandaşlarımızın, hangi ülkelerde, hangi tarihlerde, nerelerde ve hangi saat aralığında oylarını kullanabilecekleri, her seçim öncesinde Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından belirlenmekte ve ilan edilmektedir.