DOLAR

34,2302$% 0.03

EURO

37,0680% 0.09

STERLİN

44,5478£% 0.13

GRAM ALTIN

3.011,17%0,64

ÇEYREK ALTIN

5.079,00%0,55

BİTCOİN

2308918฿%-2.40327

Öğle Vakti a 12:54
Amsterdam ÇOK BULUTLU 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EuTürk Haber
  • Avrupa
  • ‘Sevgililer Günü’nü dini inanç olarak değil, sevdikleriniz için kutlayın

‘Sevgililer Günü’nü dini inanç olarak değil, sevdikleriniz için kutlayın

Çocukluğumun yakışıklı Valantino’su, meğer bir rahipmiş.

*Başlığa bakıp, iddiaya katıldığımı sanmayınız. Yorumumu sonuna   kadar okuyunuz.

(Hollandaca metin en altta)
(Nederlandse tekst onderaan)

 

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY’ın yorumu:

Sizleri bilmem ama, benim çocukluğum döneminde, ‘Sevgililer Günü’ dendiği zaman, çok yakışıklı bir İtalyan Valantino ile güzel bir genç kızın aşk hikâyesi aklıma gelirdi.

Kaldı ki, benim hayalimdeki Valantino ile, hikâyenin gerçek kahramanı arasında hem görsel olarak ve hem de içtimai olarak büyük bir fark varmış.

Anlatayım o zaman:

14 Şubat 496 yılından bu yana, yani tam 1523 yıldır tüm dünyada kutlanmakta olan ‘Sevgililer Günü’, bir iddiaya göre, romantik bir aşkın acı sonundan kaynaklanmamış.
Sevgililer Günü’nün kahramanı Valentine adında bir rahptir.

Hz. İsa’nın doğumundan sonra üçüncü yüzyılda Roma’da yaşamış olan Aziz Valentine, o zamanlar halkı içinde korku estiren Kral Claudius’un evlenmeyi yasaklaması nedeniyle ortaya çıkmış bir kahramandı.

C:\Users\Ilhan\Desktop\Haberler\maxresdefault.jpg‘Sevgililer Günü’ dendiği zaman, çok yakışıklı bir İtalyan Valantino ile güzel bir genç kızın aşk hikâyesi aklıma gelirdi. (Üstteki fotoğrafın solundaki gibi)
Kaldı ki, benim hayalimdeki Valantino ile, hikâyenin gerçek kahramanı arasında hem görsel olarak ve hem de içtimai olarak büyük bir fark varmış.(Üstteki fotoğrafın sağındaki gibi)

Claudius, savaşa göndereceği askerlerin, aile, eş ve çocuk gibi ilişkilerden etkilenmemeleri için bu yola başvurmuştu.

Bu emre uymayanların kafası kesiliyordu. Bırakın evlenmeyi, el ele tutuşan erkek ile kızların da kafası kesiliyordu.

Aziz Valentine ise, seçmiş olduğu Hıristiyanlık dininin böyle bir uygulamayı kabul etmeyecek kutsal bir din olduğunu öne sürerek bu duruma isyan ediyordu.

İşte o zaman genç kız ve erkekler Aziz Valentine’ye başvuruyorlar ve kilise kurallarına göre gizlice evleniyorlardı.

Bu durumu öğrenen Kral Claudius, emirlerini hiçe sayan Aziz Valentine’nin kafasını kestirmişti.

Aziz Valentine’nin katledilişi halkın büyük bir kesimini çok üzmüştü ama, Kral korkusuyla hiç kimse sesini çıkaramamıştı.

Sevgilileri birleştirmek suçu nedeniyle 269 yılında öldürülen Aziz Valentine, ölümünden 227 yıl sonra 496 tarihinde, ruhu şadolacak bir şekilde ödüllendirilmişti.

Zamanın Papa’sı Gelasius, 14 Şubat 496’da, her 14 şubatı ‘Sevgililer Günü’olarak ilan etti.

İşte o tarihten bu yana her yıl tüm dünyada 14 şubat günü ‘Sevgililer Günü’ olarak kutlanıyor.

Sevgililer Günü, 1800’lü yıllardan sonra Amerika’da Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana, günümüzde daha çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay haline geldi.

Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok gelişti. Neredeyse herkes her yıl 14 Şubat’ta sevgililerine veya eşlerine bu günün ruhu ile bütünleşen, karşı tarafa sevgilerini anlatan hediyeler veriyor.

Bu hediyelerin başında ise sade ama bir o kadar anlamlı çiçekler geliyor. Sevginizi, alacağanız çikolata veya yollayacağınız bir kart ile de anlatmanız mümkün.

Kısacası bu özel günde yanınızda gerçekten sevdiğiniz birisinin olması ve sevginizin karşılığının olduğunu bilmesi, her halde hepsinden çok ama çok daha önemli.

Hıristiyan alemindeki bu gelişme, Müslümanlar’ın tutucu kesimi tarafından dışlanıyor.

Hollanda’da ‘Aşk Profesörü’ olarak tanınan Renzo Verwer, De Telegraaf gazetesinde yayınlanan bir röportajında, Aziz Valentine’yi ‘eşcinsel’ olarak tanımladı ve bu yüzden kafasının kesildiğini iddia etti.

Tutucu Müslümanları memnun edecek olan bu idianın doğru olup olmadığı tartışmaları bakalım ne getirecek.

Tüm dünyada, evlenmeleri yasak olan rahipler hakkında eşcinsellik dedikoduları sürüp giderken, Aziz Valentine’nin de eşcinsel olduğu iddiası pek önem taşımıyor.

Ama, Aziz Valentine’nin, eşcinsel olduğu için öldürüldüğü iddiası üzerinde durmak lazım.
O zamanın Kralı Claudius, eşcinsel oldukları iddia edilen diğer rahipleri cezasız bırakırken, Aziz Valentine’yi neden öldürtsün ki?

Sağlıklı ve mantıklı düşünceye göre, Aziz Valnetine, Kral’ın emrine karşı çıkarak sevgilileri evlendirdiği için öldürmüştür.

Hollandalı ‘Aşk Profesörü‘nün bu son iddiası, her zaman olduğu gibi, eşcinselliği öne çıkaran basit bir reklam girişimidir.
Eşcinsellik konusu, Hollanda’da zaten her daim ön planda reklamı yapılan bir illet olmaya devam edecektir.

Cinsel tercihi ne olursa olsun, evlenmeleri yasaklanan gençleri birleştirdiği için kafası kesilen Aziz Valentine’yi, her 14 şubatta, sevgililerimize birer çiçek vererek anmaya devam edelim.

HINCAL ULUÇ’UN HİKAYESİ

Sevgililer Günü olarak kutladığımız bu günün nasıl doğduğu hakkında çeşitli rivayetler var.

Değerli dostum rahmetli Hıncal Uluç her yıl bu günü yazar. Sevgililer Günü’nü Türkiye’ye 1980 yılında kendisinin kazandırdığını da anlatır. Bir de sık sık tekrarladığı bir hikayesi vardır Hıncal’ın.
Okuyunuz:

Bir delikanlı ile bir genç kız birbirlerine deli gibi âşık olurlar. Birbirlerini o kadar çok severler ki, nişanlanmaya karar verirler.

Genellikle nişanlılar birbirlerine hediyeler sunarlar. Ancak delikanlı yoksuldur ve hediye alacak parası yoktur. Sahip olduğu tek zenginlik, ona dedesinden kalan saattir.

Genç kızın zenginliği de saçlarıdır. Delikanlı, sevgilisinin güzel saçlarını düşünerek ona gümüş bir tarak almak ister. Bunun için de dedesinden kalan kol saatini satmaya karar verir.

Aynı şekilde genç kızın da sevdiği erkeğe nişanlılık hediyesi alacak parası yoktur. O da yaşadığı yerin en büyük tüccarına giderek, kestirdiği saçlarını satar.

Eline geçen parayla da sevdiği adamın saatine altın bir köstek satın alır ve nişanlanacakları gün buluştuklarında genç kız nişanlısına, onun sattığı saat için bir köstek; delikanhysa genç kıza, kızın kestirdiği saçlarını taraması için gümüş bir tarak hediye eder.

Hediyelerin kullanılacağı alan kalmamış olsa da niyet ve fedakârlık unutulmayacak kadar büyük ve önemli boyuttadır.Türk kültüründe hediye alışverişi, verildiği zamanlara göre çeşitlilik göstermektedir.

BU DA BİR BAŞKA RİVAYET

Sevgililer Günü’nün başlangıç tarihi eski Roma İmparatorluğu zamanına uzanıyor. Eski Roma’da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü.

Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno’ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu.

Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu. Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu.

Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı.

Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı’nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı.

Genç Romalı erkkeler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı.

Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu. İmparator 2. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı.

Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi.

İşte bu yüzden Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine de Claudius’un hükümdarlığı zamanında Roma’da yaşayan bir papazdı.

Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius’un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi.

Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı Hristiyan şehitliğine gömüldü.

Aynı zamanlarda Roma’daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı’nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Bayram öncesi yapılan geleneksel çekilişi ise seromoniye bağlı kalarak kendileri için uygulamaya başladılar.

Hıristiyan Kilisesi’nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular.

Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı’nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar.

O gün bugündür her yılın 14 Şubat’ı Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi.

Milattan sonra ilk yüzyıllardan beri her yıl şubat ayının ondördünde kutlanan Sevgililer Günü’nün başlangıcı ile ilgili o günden günümüze kadar gelmiş çeşitli efsane ve hikayeler var.

Bazı kaynaklara göre bu özel günün kutlanma sebebi Hristiyanlığı seçtiği ve bu inancından vazgeçmediği için öldürülen Romalı Aziz Valentine.

14 Şubat 270 yılında ölen Valentine’nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmış. Efsanenin başka bir yönü ise Aziz Valentine’nin İmparator Claudius hükümdarlığı ile aynı dönemde bir tapınakta papaz olarak hizmet vermesi ile ilgili.

Claudius Valentine’i emirlerine uymadığı ve kendisine başkaldırdığı için tutuklatıp öldürdü. Bu olaydan 226 yıl sonra 496’da Papa Gelasius Aziz Valentine’i onurlandırmak için Şubat 14’ü Aziz Valentine Günü olarak belirlemiştir.

Yıllar geçtikçe yavaş yavaş Şubat 14 sevgililerin, aşıkların birbirlerine aşk mesajları yolladığı bir gün haline geldi.

Bununla pararel olarak Aziz Valentine de bütün sevenlerin koruyucu azizi haline gelip böyle anılmaya başlandı.


VIER VALENTIJNSDAG VOOR DEGENEN VAN WIE JE HOUDT, NIET VOOR RELIGIEUZE OVERTUIGINGEN!

*De knappe Valantino uit mijn jeugd was een priester.

*De Nederlandse professor in de liefde steunt degenen die Valentijnsdag niet als een heilige dag beschouwen: St Valentijn werd onthoofd omdat hij homo was.

*Kijk niet naar de titel en denk dat ik het eens ben met de bewering. Lees mijn commentaar tot het einde.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Commentaar van İlhan KARAÇAY:

Ik weet niet hoe het met jou zit, maar als ‘Valentijnsdag’ werd genoemd tijdens mijn jeugd, dacht ik altijd aan het liefdesverhaal van een zeer knappe Italiaanse Valantino en een mooi jong meisje. Bovendien was er een groot verschil tussen de Valantino van mijn verbeelding en de echte held van het verhaal, zowel visueel als sociaal.

Ik zal het je vertellen:

‘Valentijnsdag’, die sinds 14 februari 496, dus al 1523 jaar, over de hele wereld wordt gevierd, is naar verluidt niet ontstaan uit het bittere einde van een romantische liefde.
De held van Valentijnsdag is een priester met de naam Valentijn.

Sint Valentijn, die in de derde eeuw na de geboorte van Jezus Christus in Rome leefde, was een held die tevoorschijn kwam door het huwelijksverbod van koning Claudius, die zijn volk in die tijd terroriseerde.
C:\Users\Ilhan\Desktop\Haberler\maxresdefault.jpg
Als ‘Valentijnsdag’ ter sprake kwam, dacht ik altijd aan het liefdesverhaal van een knappe Italiaanse Valantino en een mooi jong meisje (zoals links op de foto hierboven).

Bovendien was er een groot verschil tussen de Valantino van mijn verbeelding en de echte held van het verhaal, zowel visueel als sociaal (zoals die rechts op de foto hierboven).

Claudius had zijn toevlucht genomen tot deze methode om ervoor te zorgen dat de soldaten die hij naar de oorlog zou sturen niet beïnvloed zouden worden door relaties zoals familie, echtgenoot en kinderen.

Degenen die dit bevel niet opvolgden werden onthoofd. Jongens en meisjes die elkaars hand vasthielden, laat staan trouwden, werden ook onthoofd.

Sint Valentijn daarentegen kwam in opstand tegen deze situatie en beweerde dat de christelijke religie die hij had gekozen een heilige religie was die dergelijke praktijken niet zou accepteren.

In die tijd wendden jonge meisjes en jongens zich tot Valentijn en trouwden in het geheim volgens de regels van de kerk.

Koning Claudius, die van deze situatie hoorde, onthoofdde Valentijn omdat hij zijn bevelen negeerde.

De moord op Valentijn verontrustte een groot deel van de bevolking, maar niemand kon zich uitspreken uit angst voor de koning.

Valentijn, die in 269 was vermoord voor de misdaad van het verenigen van geliefden, werd in 496 geëerd, 227 jaar na zijn dood.

Op 14 februari 496 riep de toenmalige paus Gelasius elke 14 februari uit tot ‘Valentijnsdag’.

Sindsdien wordt 14 februari elk jaar over de hele wereld gevierd als ‘Valentijnsdag’.

Sinds Esther Howland in de jaren 1800 de eerste Valentijnskaart in de Verenigde Staten verstuurde, is Valentijnsdag een sociale gebeurtenis geworden die door steeds meer mensen wordt gevierd.

Als logisch gevolg daarvan heeft het commerciële aspect van het evenement zich sterk ontwikkeld. Bijna iedereen geeft elk jaar op 14 februari cadeaus aan hun geliefden of echtgenoten, die in de geest van deze dag zijn en hun liefde voor de andere partij uitdrukken.

Aan het begin van deze geschenken staan eenvoudige maar betekenisvolle bloemen. Het is ook mogelijk om je liefde te uiten met een chocolaatje of een kaart die je verstuurt.

Kortom, iemand van wie je echt houdt bij je hebben op deze speciale dag en weten dat je liefde wordt beantwoord is veel, veel belangrijker dan al het andere.

Deze ontwikkeling in het christendom wordt door conservatieve moslims verstoten.
In een interview in De Telegraaf beschreef Renzo Verwer, in Nederland bekend als ‘Professor van de Liefde’, Valentijn als ‘homoseksueel’ en beweerde hij dat hij om die reden onthoofd was.

Of deze bewering, die conservatieve moslims zal bevallen, waar is of niet, valt nog te bezien.

Terwijl geruchten over homoseksualiteit van priesters, die niet mogen trouwen, over de hele wereld de ronde doen, is de bewering dat Sint Valentijn homoseksueel zou zijn van weinig belang.

Maar de bewering dat Valentijn werd gedood omdat hij homoseksueel was moet wel worden benadrukt.

Waarom zou de toenmalige koning Claudius Valentijn vermoorden als hij andere priesters die homoseksueel zouden zijn ongestraft liet?

Volgens gezond en logisch denken werd Valentijn gedood omdat hij minnaars trouwde in weerwil van het bevel van de koning.

Deze nieuwste bewering van de Nederlandse ‘professor van de liefde’ is, zoals gewoonlijk, een simpele reclamepoging om homoseksualiteit te promoten.
De kwestie van homoseksualiteit zal een kwaal blijven die in Nederland altijd op de voorgrond wordt geplaatst.

Laten we Valentijn blijven herdenken, die werd onthoofd omdat hij jonge mensen die niet mochten trouwen verenigde, ongeacht hun seksuele voorkeur, door elke 14 februari bloemen te geven aan onze geliefden.

HET VERHAAL VAN HINCAL ULUÇ

Er doen verschillende geruchten de ronde over hoe deze dag, die wij vieren als Valentijnsdag, is ontstaan.

Mijn goede vriend, wijlen Hıncal Uluç, schrijft elk jaar over deze dag. Hij vertelt ons ook dat hij Valentijnsdag in 1980 in Turkije introduceerde. Er is ook een verhaal dat Hıncal vaak herhaalt.

Lees het:

Een jonge man en een jong meisje worden smoorverliefd op elkaar. Ze houden zoveel van elkaar dat ze besluiten zich te verloven. Gewoonlijk geven de verloofden elkaar cadeaus. Maar de jongeman is arm en heeft geen geld om cadeaus te kopen. De enige rijkdom die hij heeft is het horloge dat hij van zijn grootvader heeft geërfd.

De rijkdom van het jonge meisje is haar haar. Denkend aan het mooie haar van zijn geliefde, wil de jongeman een zilveren kam voor haar kopen. Hiervoor besluit hij het polshorloge te verkopen dat hij van zijn grootvader heeft geërfd.

Op dezelfde manier heeft het jonge meisje geen geld om een verlovingscadeau te kopen voor de man van wie ze houdt. Ze gaat naar de grootste koopman van de plaats waar ze woont en verkoopt haar geknipte haar.

Met het geld dat ze krijgt, koopt ze een gouden armband voor het horloge van de man van wie ze houdt, en wanneer ze elkaar ontmoeten op de dag van hun verloving, geeft het jonge meisje haar verloofde een armband voor het horloge dat hij haar verkocht heeft, en de jonge man geeft het jonge meisje een zilveren kam om haar geknipte haar te kammen.

Ook al is de plek waar de geschenken gebruikt zullen worden niet meer over, de intentie en opoffering zijn te groot en belangrijk om vergeten te worden.De uitwisseling van geschenken in de Turkse cultuur varieert afhankelijk van de tijd waarin ze gegeven worden.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Yanık Pizza olayı ölümle sonuçlandı

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.