TV Röportajı

• YÜKSEL ASLAN

Avrupa saati ile 14:00’da Avrupalı TV yayıncılarının TC Başkanı Erdoğan’ın, 17-18 Kasım’da Almanya’ya yapacağı ziyaretlerle alakalı sorularını cevapladım.

Almanca olarak sordukları 3 soruya Almanca verdiğim cevapların Türkçelerini takdirlerinize sunuyorum.

Cevaplardan soruların ne olduğunu anlayacağınız için yazıyı daha uzun etmemek adına soruları buraya almadım.

Cevap-1
Almanya’da Erdoğan’ı eleştiren ve Erdoğanın Almanya ziyaretini istemeyen siyasiler genellikle onu kıskandıkları, tahammül edemedikleri ve başarısını kabul edemedikleri için bunu yapıyorlar.

Erdoğan, Avrupalıların istediği her şeyi kabul eden bir lider olsaydı ondan daha iyi bir siyasi ve ekonomik ortak olmazdı.

Cevap-2

Öncelikle Türkei değil Türkiye. Çünki Aralık 2021’den bu yana devletimizin adı BM dahil Türkiyedir.

Erdoğan dünya Müslümanlarının lideri olmakla ilgili tek kelime etmedi ve böyle bir iddiasıda olmadı.

Erdoğan sadece dünyanın beşten büyük olduğunu söyledi. Bu sadece İslam ülkelerinde değil, Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki Hıristiyan ülkelerde de sevgi ve coşkuyla karşılandı.

Başta Avrupa ve Amerika olmak üzere bu ülkelerin başkanlarının çoğu Goldmann Sach Ekolü ve Klaus Schwab’ın Dünya Ekonomik Forumu’nda eğitim almış kişilerdir ve birçoğu şu anda Erdoğan’ın liderlik karizmasıyla baş edememenin kıskançlığını ve kırgınlığını yaşamaktadır.

Erdoğan’ın öngörüsü ve siyasi manevraları ile baş edememenin hazımsızlığını yaşamaktadırlar.

Avrupalı siyasetçiler, Erdoğan’ın Avrupa’ya her gelişinde başarılı politikalarıyla kazandığını görüyor.

CDU, FDP ve Yeşiller’in başarısız siyasetçileri ile PKK’ya yakın sol siyasetçiler Erdoğan’ın Almanya’ya gelmesini engellemek istiyorlar ama bunda başarısız olacaklar.

Cevap-3

Türkiye genç ve dinamik nüfusuyla Batı’nın vazgeçemeyeceği bir pazar.

Ayrıca jeopolitik konumu nedeniyle kara, hava ve denizdeki tüm enerji ve ticaret yolları Türkiye’den geçmektedir.

Türkiye Ortadoğu’nun en zengin su kaynaklarına sahiptir, gaz ve petrol yatakları sürekli artmaktadır ve gelecekte altından daha değerli olacak bor, lityum vb. minerallere sahiptir.

Türkiye, NATO’nun ikinci büyük ve savaş kabiliyet ve tecrübesi en güçlü ordusuna sahiptir.

Türkiye, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Ermeni ve Süryani vatandaşlarıyla barış içinde yaşayan dünyadaki tek ülkedir. Ve Türkiye geçmişte Somali’ye, Afganistan’a, Kosova’ya, Bosna’ya, Suriye’ye ve Irak’a barış getirmeyi başarmış bir ülkedir ve Batılı güçlerin başaramadığını başarmıştır.

Türkiye, tarihi ve kültürel bağları nedeniyle dünyada barışın ve refahın garantörlerinden biridir ve bunu tüm dünya da böyle biliyor ve inanıyor. Dolayısıyla Türkiye-Almanya ve AB ilişkilerinin gelişeceğine asla geri gitmeyeceğine eminim, çünkü buna Türkiyeden ziyade Almanya, AB ve dünyanın ihtiyacı var.

Zaten başta Almanya ve AB olmak üzere hiç bir AB Ülkesi, kendi içlerinde yaşayan 7-8 milyon Türkle ve yıllık 4-5 yüz milyar dolar ticaret hacmine sahip, 1,5-2 Milyon işci çalıştıran, 4-5 milyar avro tasarruf gücü olan 200 bin iş insanı ile de sorun yaşamak istemez.

Bu nedenle başta Almanya’nın ve AB ülkelerinin Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin yanı sıra siyasi ilişkilerinide geliştireceklerinden eminim. Çünkü bu onların milli menfaatlerine olan birşey.

Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkür ederim.