Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana!..

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

"1" height="10" width="20%" direction="up">

Zihinsel Savaştan, Coğrafi Savaşa, desene silahsız ordular ve silahlı ordular. İslam dünyasının anahtarı Türkiyedir, anahtarı kaybetmeyelim.

"1" height="250" width="100%" direction="up">

Hani var ya tarihte “erkek gibi savaşmazsan, kadınlar gibi ağlarsın.” İnsanların başına ne geldiyse haktan ayrılmaktan gelmiştir.

İnsanların problemlerine sağır kalmaktan, tehlikede iştirak edememekten, nimetleri adil paylaştıramamaktan gelmektedir.

Doğrusu aç gözlülükten ve kendinden başkasını düşünmemek, hak ilkesini terk edip menfaat ve çıkar ilkesine sapmaktan gelmektedir.

 Bu cennet vatan ülkemiz, tarihten bugüne hem coğrafi hem de zihinsel kuşatma altında kalmıştır. Ey Anadolu insanı vatansever yiğitler.

Bu topraklarda birbirimize düşmeye ve hata yapmaya lüksümüz yoktur. Dün zihinsel kuşatma ile karşı karşıyaydık. (Silahsız kuvvetler) Bugün coğrafi kuşatmayla karşı karşıyayız.

(Silahlı kuvvetler) Bugün içte esir alınmış ruhlar ile dıştaki yedi düvel ile savaşan bir milletin evlatları olarak gün birlik ve beraberlik günüdür. Bir bataklığa çekilme eşiğindeyiz. Tarihten ders almalıyız.

 Osmanlı’da ırkları körükleyen konuşmalar yapıldı. Araplar, Türkler, Kürtler, Ermeniler, Aleviler gibi kaşındıkça kaşınırdı. Böylece Osmanlı param parça edildi. Endülüs de ha keza. Bugün de aynı yöntem deneniyor.

Endülüs ve Osmanlıyı ırkçı söylemler yıkmıştı. Irkçılığı şeŕ güçler kaşıdı. Kürt, Türk gibi. Osmanlı yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Savaş zihinsel olarak devam ettirildi. TV kanallarında dizi, sinema, müzik ve reklam gibi her yönümüzden zihinsel işgale yeltendiler.

İçten zihinsel kuşatmaya esir düşenler bugün şehit geldiğinde, deprem ve sel felaketinde, ekonomik sıkıntılarda hatta ve savaş esnasında bile talihsiz beyanları çok acıdır. Bu milletin ekmeğini yiyip bu millete küfretmek vicdanları sızlatıyor.

 Dün olduğu gibi bugün de savaş zihinsel ve coğrafi olarak devam etmektedir. Bugün bu mücadele yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ele geçirme mücadelesidir.

Yerüstü kaynağımız olan insanı ele geçirince her şeyi elde edeceklerini biliyorlardı. Yer üstü kaynağı olan insanın dilini ve tarihi köklerini kopardılar. Lügatini değiştirdiler.

Kendilerine benzetme mücadelesi verdiler. Çünkü bir millet, ruhunu ve inancını kaybetmemişse tekrar toparlanabilir fakat ruhunu ve inancını kaybederse, özünü unutursa bir daha toparlanamaz, köle olarak yaşamaya namzet olabilir.

Bugün içteki ruhu çalınmış ve esir edilmiş insanların konuşmalarını duyunca tüyler ürperiyor. Şehitlerimiz üzerinden rakamsal kurnazlıklar yaparak TV ekranlarını karartan ve bunları halkı galeyana getirmek için sunan bakışı bulanıkları kınıyorum.

Bunlar, bu vatanın ekmeğini yiyip yediği kaba tüküren, ruhu kâfir, fiziği Müslüman bedbahtlardır. Neredeyse şehitlere sevinecek, Türkiye’nin ekonomisinin felç olmasına ve felaketlere sevinecek kadar elbise giyip dolaşan insanlar bulunmaktadır.

Garip olan bu insanlar yirmi yıldır bindiği arabayı terk edip inen menfaatçilerin görülmemesi bizleri bugün daha da üzmektedir. Milletin sırtından doyan doyana var ya.

Bugün menfaatleri bitenlerin arabayı terk edip yeni arabalara binmeleri, dün küfür ettiklerine bugün methiye dizmeleri bizlere hayretin yeri yok ibret vakti olduğunu göstermektedir.

Her iki durumda da kazanan bu insan tipleri, ezilenler ise hep aynı insanlar olmaktadır.

Maddi ve manevi tehlikelere karşı bugün, devlet’in ve milletin bir bütün olması gerektiği günlerdeyiz.

Bugünler yüreklerin tevhit olduğu bir gün olmalıdır. Ümmetin ve insanlığın tek umudu, bu milletin vatan savaşı şakaya gelmeyecek kadar kutsaldır.

Gün içimizdeki hainleri da tanıma zamanıdır. Rabbim bu millete hıyanetlik eden, şer odaklarının kuklası olmuş, büyük İsrail hedeflerine hizmet eden cahilleri, ıslah eylesin.

Islahı mümkün değilse bu millete hıyanetlik edenleri kahru perişan eylesin. Devletimizi, milletimizi ve askerimizi muzaffer eylesin. Saygılarımla.